Ailevi Akdeniz Ateşi
Ayça İrgit - Moleküler Biyoloji ve Genetik, Fen - Edebiyat Fakültesi, İstanbul Teknik Üniversitesi
Tekrarlarla giden karın, göğüs ve ya eklem ağrılarının eşlik ettiği ateş nöbetleri ile karakterize olan Ailevi Akdeniz Ateşi (Familial Mediterranean Fever; FMF) başta Sefardik Yahudiler, Ermeniler, Araplar ve Türkler olmak üzere bazı etnik toplumlarda sıklıkla görülen otozomal çekinik kalıtım gösteren bir hastalıktır[1,2] Hastalığın bu toplumlarda görülme sıklığı 1/250 ile 1/1000 arasındadır[2]. İlk olarak 1908 yılında Janeway ve Rosenthal tarafından 16 yaşında rekürren ateş, karın ağrısı ve lökositozu olan Yahudi bir kızda “olağandışı tekrarlayan peritonit” adı ile tanımlanan hastalık daha sonra 1945 yılında Siegal tarafından kendisinde ve New York’ta yaşayan 10 Ashkenazi Yahudisi’nde aynı bulguların saptanması ile “iyi huylu tekrarlayan peritonit” adı ile yeniden tanımlanmıştır. 1951 yılında hastalığın amiloidozla olan ilişkisi Mamau ve Kattan tarafından ortaya konulmuş, 1958 yılında ise Heller ve Sohar hastalığı Ailevi Akdeniz Ateşi olarak adlandırmışlardır[3]. Monogenetik olarak kalıtılan ilk ve en sık otoinflamatuvar hastalık olan FMF, hastalığa neden olan genin 1997 yılında iki ayrı grup tarafından tanımlanması ile tanınmaya ve anlaşılmaya başlanmıştır[2].
Hastalığın Genetiği
Hastalığa 16. kromozomun kısa kolunda bulunan ve 10 kb uzunluğa sahip olan “Mediterranean Fever (MEFV)” geninde meydana gelen mutasyonların neden olduğu saptanmıştır[3]. MEFV geni 781 aminoasitlik pirin/marenostrin adında 5 alt birime sahip mikrotübüllerle birlikte olgun monositlerden ve nötrofil salgılanan sitoplazmik bir proteini kodlamaktadır[4].

Şekil1: Pirin proteinin yapısı[3].
Akyuvarlar üzerinde oto-düzenleyici işleve sahip bu proteinlerin immün yanıtı inhibe ederek inflamasyonu baskılamaktadır[4]. FMF’li hastalarda ise MEFV geninde meydana gelen mutasyonlar sonucunda pirin proteini işlevini yerine getirememesine bağlı olarak inflamasyon baskılanamamakta, hastalık bulguları gözlenmektedir[3].
Bugüne kadar hastalığa sebep olan ve çoğunluğunun ekzon 10 bölgesinde meydana geldiği 150’den farklı mutasyon tespit edilmiştir[3]. Ekzon 10 bölgesinde görülen M694V mutasyonu FMF hastalığında ağır fenotipe sebep olmakta ve Türk toplumunda sık olarak görülmektedir. Avrupa toplumlarında en sık görülen mutasyon ise ekzon 2 bölgesinde görülen E148Q mutasyonudur. E148Q mutasyonu sağlıklı Türk taşıyıcılarda yaygın görülmekle birlikte hastalıktan etkilenen Türk bireylerde nadiren görülmektedir[2].
Hastalığın Bulguları
FMF belirgin ateş ve ağrı atakları ile karakterize bir hastalık olup sık görülen semptomlar arasında peritonit, artrit, plörit, myalji, erizipel benzeri eritem yer almaktadır. Hastalıktan etkilenen bireylerde ateş genellikle 38°C'nin üstünde seyretmektedir. Atakların şiddeti ve sıklığı hastalarda değişkenlik göstermekle birlikte genellikle 12 saat-3 gün arasında sürmekte olup hasta bireylerin bu süreçte sağlıklı olduğu saptanmıştır. En sık görülen atak karın ağrısı olmakla birlikte göğüs ağrısı, artrit ve artralji de sık görülen atak tipleri arasında yer almaktadır. Hastalık başlangıç yaşı 18 yaştan küçük olan hastalarda artrit, artralji, myalji, erizipel benzeri eritem semptomlarından oluşan ataklar daha sık görülmektedir[3,5]. FMF hastalarında görülen en ciddi komplikasyon ise amiloidozadır. Sekonder amiloidoza neden olduğundan FMF mortalite ve morbiditesi yüksek hastalıklar arasında yer almaktadır[4].
Hastalığın Tanı ve Tedavisi
FMF hastalığının tanısı için kesin tanı koyucu bir laboratuvar testi ya da muayene bulgusu bulunmamaktadır. Ailesi öyküsü, biyokimyasal ve genetik laboratuvar testleri, klinik bulgular, tedaviye yanıt ve ailesel periyodik ateş sendromlarının dışlanması FMF tanısı konulmasında başvurulan başlıca yöntemlerdir. Hastalığın tanısında diğer önemli bir veri gen analizleri ile sağlanmakla birlikte gen analizleri FMF tanısında tek başına yeterli ve kesin bir bilgi sağlamamaktadır[1].

Şekil2: FMF tanı kriterleri[6].
Hastalığın sebep olduğu atakları kontrol altına alabilmek, semptomları azaltabilmek ve daha da önemlisi amiloidoz gelişimini önleyebilmek amacıyla FMF için kullanılabilen tek ilaç 1970’li yıllardan beri FMF hastaları tarafından kullanılan kolşisindir. İlacın düzenli kullanımında atak sıklığında belirgin bir azalma gözlendiği ve amiloidoz gelişimini önlediği saptanmıştır[4,5].
Referanslar
Üstebay, S., Üstebay, D. Ü., & Yılmaz, Y. (2015). Ailevi Akdeniz Ateşi. Journal Of Academic Research İn Medicine, 5(3), Erişim Adresi: Http://Cms.Galenos.Com.Tr/Uploads/Article_35983/Jarem-5-89.Pdf
Özaltın, F., Özen, S., & Fever, F. M., (2003), Ailevi Akdeniz Ateşi, Türkiye Tıp Dergisi 10(2): 93-97, Erişim Adresi: Http://İchastaliklaridergisi.Org/Managete/Fu_Folder/2003-02/2003-10-2-093-097.Pdf
Çobankara, V., & Balkarlı, A. (2011). Ailesel Akdeniz Ateşi. Pamukkale Tıp Dergisi, (2), 86-98, Erişim Adresi: Https://Dergipark.Org.Tr/Tr/Download/Article-File/422444
Ugan, Y., & Ermiş, F. (2011). Ailesel Akdeniz Ateşi. SDÜ Tıp Fakültesi Dergisi, 18(4), 139-143, Erişim Adresi: Https://Dergipark.Org.Tr/En/Download/Article-File/196892
Kavak, U. S., & Özen, S. (2003). Ailesel Akdeniz Ateşi. Hacettepe Ü. Tıp Fak. Çocuk Sağ. Ve Hast. AD. Nefroloji Ün., Sted, 12(4,137), Erişim Adresi: Https://Www.Ttb.Org.Tr/Sted/Sted0403/Ailesel.Pdf
Sezer, İ. (2007). Ailesel Akdeniz Ateşi. Selçuk Tıp Dergisi, 23(4), 209-216, Erişim Adresi: https://www.selcukmedj.org/uploads/publications/familial-mediterranean-fever-ailesel-akdeniz-a.pdf