top of page
beyaz logo.png

Alkolün Zararlı Kullanımı ve 28 Gün Film İncelemesi

Nagehan Uzuner - İletişim Bilimleri Doktora Adayı, İstanbul Bilgi Üniversitesi, İletişim Bilimleri Doktora Programı


Alkolün Zararlı Kullanımı


Alkol, bağımlılık yapıcı özelliklere sahip toksik ve psikoaktif bir maddedir. Günümüz toplumlarının çoğunda, sosyal ortamın rutin bir parçası olan alkollü içeceklerin özellikle ve sıklıkla sosyalleşmeye eşlik ettiği görülmektedir. Bu bağlamda, alkollü içecekleri tüketmenin neden olduğu sağlık sorunlarını ve sosyal zararları gözden kaçırmak veya bunları küçümsemek olasıdır. Alkol tüketimi, dünya genelinde her yıl 3 milyon ölümün yanı sıra milyonlarca insanın kalıcı sakatlığına ve sağlık durumunun kötüleşmesine de sebep olmaktadır. Genel olarak, alkolün zararlı kullanımı, küresel hastalık yükünün %5,1'inden sorumludur. Alkolün zararlı kullanımı, erkekler ve kadınlar için küresel hastalık yükünün sırasıyla %7,1 ve %2,2'sinden sorumludur. Alkol, tüm ölümlerin yüzde 10'unu oluşturan 15 ila 49 yaşları arasındaki erken ölüm ve sakatlık için önde gelen risk faktörüdür. Dezavantajlı ve özellikle savunmasız nüfuslarda alkole bağlı ölüm ve hastaneye yatış oranları daha yüksektir[1].


Bağımlılık konusu öncelikle bireyi olmak üzere toplumu pek çok bakımdan derinden etkileyen global bir sağlık sorunudur. Bu sağlık sorunuyla mücadele ederken toplumu oluşturan çekirdek yapının yani ailenin bireyin yaşamındaki rolü göz ardı edilmemelidir. Alkol yoksunluğunda, alkol tüketilmediğinde fiziksel ve ruhsal sorunlar gelişmektedir. Bu belirtiler hafif şiddette olabilecekleri gibi ölümle sonuçlanacak kadar hayati de olabilmektedir. Alkol yoksunluğunda; hipertermi, aritmi, terleme-titreme, bulantı-kusma, baş ağrısı, uykusuzluk, kaygı-huzursuzluk, bunaltı, halüsinasyon görme, epileptik nöbetler, hipertansiyon ve dikkat bozuklukları görülmektedir. Özellikle ergenlik döneminde değişmeye ve gelişmeye hızla devam eden beyin devrelerinin alkolün zararlı kullanımıyla olumsuz etkilendiği bilinmektedir [2].


Alkolün zararlı kullanımı 200'den fazla hastalık ve yaralanma koşulunda nedensel bir faktördür. Küresel hastalık ve yaralanma yükünün toplam %5,1'i, engelliliğe göre ayarlanmış yaşam yıllarında ölçüldüğü üzere alkole atfedilebilir. Alkol tüketimi nispeten erken yaşlarda ölüme ve sakatlığa neden olur. 20-39 yaş grubundaki toplam ölümlerin yaklaşık %13,5'i alkole atfedilebilir. Alkolün zararlı kullanımı ile bir dizi zihinsel ve davranışsal bozukluk, bulaşıcı olmayan diğer durumlar ve yaralanmalar arasında nedensel bir ilişki vardır. Zararlı kullanım ile tüberküloz gibi bulaşıcı hastalıkların görülme sıklığı ve HIV/AIDS'in seyri arasında nedensel ilişkiler kurulmuştur. Sağlık sonuçlarının ötesinde, alkolün zararlı kullanımı bireylere ve genel olarak topluma önemli sosyal ve ekonomik kayıplar getirir[1].


Kavram; alkolün zararlı kullanımı, alkolizm ya da Mayo Clinic’in belirttiği gibi alkol kullanım bozukluğu olarak da tanımlanmaktadır. Temelde alkol tüketimini kontrol etme sorunları ve ağırlıklı olarak alkolle meşgul olma gibi sorunlara neden olsa da alkol kullanmaya devam etme ile aynı etkiyi elde etmek için daha da fazla alkollü içecekler tüketmeyi içeren bir alkol kullanım şeklidir. Alkollü içeceklerin tüketimi azaltıldığında veya bırakıldığında yoksunluk belirtileri de gözleniyorsa bu durum alkolün kullanım bozukluğuyla ilgilidir. Alkolün kullanım bozukluğu, sağlığı veya güvenliği riske atan veya alkolle ilgili diğer sorunlara neden olan her türlü alkol kullanımını içermektedir. Alkollü içecekler tüketme alışkanlığı, sıklıkla tekrarlayan sıkıntılara ve günlük yaşamda çeşitli sorunlar yaşanmasına neden oluyorsa, bu durum büyük olasılıkla alkol kullanım bozukluğundan kaynaklanmaktadır. Mayo Clinic’e göre alkol kullanım bozukluğu, yaşanan semptomların sayısına bağlı olarak hafif, orta veya şiddetli olabilir. Bu semptomlar aşağıdaki hususları içerebilir:


• İçilen alkol miktarının sınırlanamaması

• İçilen miktarın azaltılmasının istenmesi veya bunu yapmak için başarısız girişimlerde bulunulması

• Alkollü içecekleri içmek ve bu içeceklere ulaşmak için çabalanması veya alkol kullanımından kurtulmak için çok zaman harcanması

• Şiddetli bir aşerme veya alkollü içecekler içme dürtüsünün hissedilmesi

• Tekrarlanan alkol kullanımı nedeniyle işte, okulda veya evde önemli yükümlülüklerin yerine getirilememesi

• Fiziksel, sosyal veya kişilerarası sorunlara neden olduğunun bilinmesine rağmen alkol almaya devam edilmesi

• Sosyal ve iş aktivitelerinin ve hobilerin sürdürülmemesi veya azaltılması

• Araba kullanırken veya yüzerken olduğu gibi tehlikeli durumlarda alkol kullanılması

• Etkisini hissetmek için daha fazlasına ihtiyaç duyulması için alkole karşı bir tolerans geliştirilmesi

• Bu semptomlardan kaçınmak için içki içilmediğinde mide bulantısı, terleme ve titreme gibi yoksunluk belirtilerinin yaşanması[3].


Yukarıda sayılan semptomlardan da anlaşılacağı üzere alkolizm tedavi edilmesi ve yaşam boyu izlenmesi gereken kronik hastalıklardan biridir. Bireyin çok fazla alkol aldığı gözlemleniyor ve ortaya alkole bağlı çeşitli sorunlar çıkıyorsa, alkol içilmesi konusunda endişeleniyorsa bir tıp doktoruna başvurmak gerekmektedir. Alkolizm ile mücadelede yardım almanın diğer yolları arasında bir ruh sağlığı uzmanına başvurmak, Adsız Alkolikler (Alcoholics Anonymous) veya benzer destek gruplarından yardım istemek de bulunmaktadır. Türkiye’de alkolü bırakmak isteyen, bu konudaki problemlerine çözüm arayan bireyler ve yakınları tamamen ücretsiz hizmet veren Yeşilay Danışmanlık Merkezleri (YEDAM), hastanelere bağlı alkol ve madde bağımlılığı tedavi merkezleri (AMATEM) ile psikiyatri kliniklerine başvurarak bu konuda profesyonel destek alabilirler. Alkolizm ile mücadelede tedavi bireyin ihtiyaçları göz önünde bulundurularak planlanmalıdır. Düzenli aralıklarla psikolojik danışmanlık hizmeti almak veya çeşitli destek gruplarına katılmak tekrar başlama riskini azaltır. Tedaviden sonra özellikle ilk 6 ayda tekrar alkol kullanımına başlama sıklıkla görülebilmektedir. Alkolizm tedavisindeki en önemli hususlardan biri de bireyin iyileşme sürecinin kendisi tarafından talep edilmesi ve bu sorumluluğun tamamen kendisine bırakılmasıdır[4].


21. yüzyıl sinemasının alkolizmle mücadele konusundaki örneklerinden biri olan 28 Days (28 Gün) adlı komedi ve drama türündeki filme göz atalım.


28 Gün Film İncelemesi


Susannah Grant’ın yazdığı, Betty Thomas’ın yönettiği ve Jenno Topping’in yapımcılığını üstlendiği 2000 yılı yapımı 28 Gün adlı 103 dakikalık filmde, başarılı bir köşe yazarı, alkol bağımlılığı sebebiyle kız kardeşinin düğününü mahveder. Kahramanımız bir gece öncesinde bir kulüpüte sevgilisiyle eğlenip, akabinde sarhoş olduğu için vaktinde uyanıp, hazırlanamaz ve kız kardeşinin düğününe geç kalır. Nedimelerden biri olarak üstüne düşen hiçbir vazifeyi yerine getiremez. Dahası davetlileri ve kız kardeşini çileden çıkaran taşkın davranışlarda bulunur. Mahvettiği düğün pastasına ikame bir pasta almak için çalıntı bir limuzinle yola koyulur ve olmadık bir trafik kazasına yol açtıktan sonra hapse girmek yerine bir rehabilitasyon merkezinde 28 gün sürecek bir bağımlılık tedavisine katılmaya zorlanır. Alkol bağımlılığı yüzünden rehabilitasyon merkezine gitmek zorunda kalan Gwen Cummings adındaki köşe yazarı rolünü Sandra Bullock canlandırır. Filmin diğer karakterlerini ise Viggo Mortensen, Dominic West, Elizabeth Perkins, Azura Skye, Steve Buscemi ve Diane Ladd canlandırmaktadır[5].


Gwen Cummings, geceleri ve günlerini erkek arkadaşı Jasper ile sarhoş bir şekilde eğlenerek geçiren bir alkol bağımlısıdır. Kız kardeşi Lily'nin düğününe geç kalması yetmezmiş gibi sarhoş bir şekilde yaptığı patavatsız konuşma ile davetlileri hayretler içinde bırakır. Gwen, resepsiyondan çaldığı limuzinin kontrolünü kaybederek önce bir heykele ardından da bir eve çarparak nihayet durur. Hapis cezası ile rehabilitasyon merkezinde geçireceği 28 günlük bağımlılık tedavisi arasında seçim yapmak zorunda kalınca istemese de hapse girmektense rehabilitasyona katılmayı seçer. Böylece Gwen, bağımlılık tedavisi sırasında hiperseksüel bir kokain bağımlısı Oliver, kendisi gibi alkolik olan Daniel ve Roshanda, yaşlı bir bağımlı olan Bobbi Jean, bağımlılığı belirtilmeyen eşcinsel Gerhardt, daha evvel uyuşturucu bağımlısı ve alkolik olup iyileşerek artık rehabilitasyon merkezinin müdürü olan Cornell gibi çeşitli kişilerle tanışır. Merkezdeki cep telefonu kullanım yasağı ve ilahi söyleme gibi ritüeller Gwen’i zorlayan unsurlardan yalnızca birkaçıdır[5].


Gwen, ilk başlarda alkol bağımlısı olduğunu kabul etmeyerek, sunulan tedavi programlarına katılmaya karşı son derece öfkeli ve dirençlidir. Ziyaret günlerinden birinde sevgilisi Jasper birden ortaya çıkar ve Gwen’e rehabilitasyondayken kullanması yasak olan bir şişe ilaç verir. Ardından ikisi birden gizlice rehabilitasyon merkezinden kaçarlar. Bir süre sonra, Gwen rehabilitasyon merkezine sarhoş bir şekilde geri döner. Ertesi gün, Gwen, merkezin müdürü Cornell ile yüzleşir. Cornell ona rehabilitasyondan atıldığını ve bunun yerine hapse gireceğini söyleyince Gwen, yalnızca alkolle ilgili önemsiz bir sorunu olduğunu, istediği zaman alkolü bırakabileceğini iddia eder. Öfkeyle odasına geri döner ve kaçak uyuşturucularına ulaşmak için onları sakladığı karton mendil kutusuna sarılır. Ağzına bir hap atar ancak hızlıca geri tükürür, sonra öfkeyle kapağı açık olan ilaç şişesini üçüncü katın penceresinden aşağıya fırlatır. Bir süre sonra yoksunluk belirtileri yaşamaya başlar. Toplantılardan ve her türlü faaliyetten kaçınır ve umutsuzca fiziksel rahatsızlığının kendi başına üstesinden gelmeye çalışır. Aynı günün ilerleyen saatlerinde, çaresiz kaldığı bir anda, gizlice pencereden aşağıya inerek aşağıya attığı ilaçları almaya çalışır. Düşerek ayak bileğini ciddi şekilde burkar ve sonradan bağımlı arkadaşlarından biri olacak olan profesyonel beyzbol oyuncusu Eddie tarafından kurtarılır[5].


Gwen, ertesi sabah Cornell'den bir şans daha ister ve üçüncü katın penceresinden aşağıya inmeye çalışan birinin ciddi bir bağımlılık sorunu olabileceğine sonunda ikna olur. Nihayet tedavi sürecine katılmaya başlar. Yavaş yavaş diğer bağımlı bireylere ve oda arkadaşı Andrea'ya yakınlaşmaya başlar ve Eddie'nin de Andrea gibi Santa Cruz adlı televizyon dizisinin hayranı olduğunu keşfeder. Gwen’in hatıralarında, grup terapisi seansları sırasında yaklaşık altı yaşındayken aşırı dozdan ölen annesinden sonra kendisi ve kız kardeşi Lily’i büyütmek zorunda kalan teyzesinden kalan çocukluk anıları canlanır. Cornell’in de zorlamasıyla Gwen yavaş yavaş zırhından soyunmaya başlar ve kim olduğunu düşünmeye başlar[5].


Sevgilisi Jasper, rehabilitasyon merkezine yaptığı ziyaretlerinden birinde Gwen'e evlenme teklif eder ve kutlamak için ona şampanya sunar. Gwen ise ayık kalmayı sürdürmek için şampanyayı hızlıca göle atar. Jasper'ın Gwen’in alkol bağımlılığını ciddiye almadığı ortadadır. Gwen'in kız kardeşi Lily, kardeşinin ısrarına dayanamaz ve rehabilitasyon merkezine gelerek bir grup terapi seansına katılır. Ancak Gwen, Lily'nin küçük kız kardeşinin sarhoşken yaptığı tuhaflıkları ve suçlayıcı tavrına katlanamaz ve hayal kırıklığıyla oradan ayrılır. Eddie ve Gwen'in dostluğu pekişmeye başlar. Eddie'ye karşı düşkün görünme korkusuyla alkolik biri olarak daha evvel yaptıklarını onunla paylaşmak istemez. Aniden ziyarete gelen Jasper, Gwen ve Eddie’nin yakınlığından rahatsız olunca hakaret etmeye başlayıp birden kavga etmeye girişirler. Eddie, Gwen onu durdurmadan önce Jasper’ı yumruklar. Böylece Gwen ve Eddie'nin arası açılır[5].


Gwen'in oda arkadaşı Andrea’nın taburcu olma vakti gelir. Santa Cruz dizisine hayran olan Andrea’yı uğurlamak için Gwen’in önderliğinde ona sürpriz bir gösteri hazırlarlar. Gwen ve arkadaşları Santa Cruz dizisinin sahnelerini bir mizansenle canlandırarak Andrea’ya onu ne kadar önemsediklerini hissettirirler. Kısa bir an da olsa mutlu olan Andrea’nın rehabilitasyon boyunca annesinin hiç ziyarete gelmemesi sebebiyle kalbi kırık, gergin ve karamsardır. Gwen, beklenmedik bir anda Andrea'yı aşırı doz uyuşturucu alarak banyolarında ölmüş olarak bulur. Andrea'nın ölümü Gwen'i harap eder ve bağımlılık durumunun başkalarını nasıl derinden etkilediği konusunda çok acı bir tecrübe yaşar. Gwen, sonunda kız kardeşiyle olan ilişkisini düzeltmeye kendini adar. İki kız kardeş nihayet uzlaşır ve birbirlerine eteklerindeki taşları dökerler. Gwen tüm zorluklara rağmen tedaviyi tamamlayıp merkezden ayrılırken, Eddie son anda Gwen’i, Jasper'ın bağımlılıktan uzak kalmasındaki en büyük tehlike olduğu yönünde uyarır. Gwen, New York'a döndüğünde sevgilisi Jasper'ın iyileşmesini desteklemek için ilişkilerinde nelerin değişmesi gerektiğini anlatmaya çalışsa da çok geçmeden Jasper'ın kendisini ve alkol bağımlılığıyla mücadele konusundaki ihtiyaçlarını ciddiye almadığını görür. Eski parti arkadaşlarını gören Jasper, Gwen’in ihtiyaçlarını göz ardı edince Gwen, artık çok farklı oldukları gerçeğiyle yüzleşir ve zor bir mücadele olsa da bağımlılıktan uzak yaşamanın mümkün olabileceğini görmeye başlar. Ani ve kati bir kararla Jasper'dan ayrılır. Bir süre sonra, bir çiçekçi dükkanında Gerhardt ile karşılaşır[5]. Bu karşılaşma sahnesi ise filmin umut vaat eden güzellik dolu sonu olur.


Sonuç niyetine


Bağımlı bireyler, Gwen’in deneyimlerinde de ortaya konulduğu üzere, bilhassa alkol bağımlılığı tedavisi uygulanan rehabilitasyon merkezlerinde dünya ve kendileriyle yeniden bağlantı kurmayı öğrenirler. Bireyin bağımlılıkla mücadelesinde buna ne kadar hazır olduğu, gerektiğinde dostlarını, sevgilisini, eski hayatını tamamen değiştirmeye açık olması gerektiği, 28 Gün filminin ana fikrinde sunulmaktadır. Klişe diyaloglar ve cömert mesajlarla dolu filmde ele alınan sağlıklı yaşamın en önemli faktörlerinden biri sosyal yaşam vurgusudur. Sosyal bir varlık olan insan çocukluk travmalarıyla baş etme mekanizmalarını da yine ailesi ve sosyal çevresindeki destek ile geliştirmektedir.


Alkol, yüzyıllardır birçok kültürde yaygın olarak kullanılan bağımlılık yapıcı özelliklere sahip psikoaktif bir maddedir. Alkolün zararlı kullanımı toplumlarda büyük hastalıklara, sosyal ve ekonomik yüklere neden olmakta ve diğer insanlara da zarar verebilmektedir. DSÖ’nün yayınladığı alkol tüketimine ve zararlarına yönelik kapsamlı raporda popülasyonlarda alkol tüketiminin sağlık sonuçları ve çeşitli politika tepkileri ile küresel stratejiler eylem planları ve izleme çerçeveleri hakkındaki bilgiler ayrıntılı olarak paylaşılmıştır. Rapora göre alkol tüketimi pek çok hastalık ve yaralanma durumuna sebep olan faktörlerden biridir. Alkol tüketimi, alkol bağımlılığı da dahil olmak üzere zihinsel ve davranışsal bozukluklar, karaciğer sirozu gibi başlıca bulaşıcı olmayan hastalıklar, bazı kanserler ve kardiyovasküler hastalıkların yanı sıra şiddet ve trafik kazaları gibi çok çeşitli sağlık sorunları geliştirme riskiyle ilişkilidir. Alkolün zararlı kullanımının azaltılması için yapılacaklar halk sağlığı perspektifinde sunulmaktadır. Alkol tüketimine atfedilebilen hastalık yükünün önemli bir kısmı, trafik kazaları, şiddet ve intiharlar dahil olmak üzere kasıtsız ve kasıtlı yaralanmalardan kaynaklanmaktadır ve ölümcül alkole bağlı yaralanmalar nispeten daha genç yaş gruplarında meydana gelmektedir. Alkol içme ve tüberküloz gibi bulaşıcı hastalıkların görülme sıklığı ile HIV/AIDS'in görülme sıklığı ve seyri arasındaki ilişkiler de alkolün zararlı kullanımı bağlamında ilişkilendirilmektedir. Bir anne adayının alkol tüketmesi fetal alkol sendromuna ve erken doğum komplikasyonlarına neden olabilmektedir[6].


Yeşilay’ın 2015 yılında Danışma Hattı olarak faaliyete geçen Yeşilay Danışmanlık Merkezi (YEDAM), 2016 yılında açılan ilk merkezinin ardından tüm Türkiye’de açılan onlarca merkezi ile alkol ve uyuşturucu madde bağımlılığıyla mücadele konusunda psiko-sosyal destek vermektedir. Alanında uzman psikologlardan oluşan ekip, bağımlı bireylere ve bu bireylerin yakınlarına alkol ve uyuşturucu madde bağımlılığı konularında bilgi ve danışmanlık hizmetleri vermektedir. YEDAM bağımlı bireylerin sosyal hayata uyum sağlamaları amacıyla meslek edindirme ve hobi atölyeleri de sunmaktadır. Danışmanlık hizmetlerinden faydalanan ve temiz olarak tanımlanan bireylerin İŞKUR aracılığıyla işe yerleştirilmesi konusunda da destek verilmektedir. 2018 yılında başlatılan bir sosyal uyum projesi olan YEDAM ATÖLYE ise grafik tasarım, gastronomi, spor ve oyuncak atölyeleri sunmaktadır[4]. Görüldüğü üzere pek çok bakımdan bağımlılıklarından kurtulmak isteyen bireyler ve yakınları YEDAM’lara başvurarak, ücretsiz olarak psiko-sosyal destek alabilirler. 28 Gün filminde Gwen’in alkolle mücadele öyküsü de alkol ve uyuşturucu madde bağımlılıklarıyla yaşamaktan vazgeçmeye hazır tüm bireylere umut verecektir.






Referanslar

1. World Health Organization (2021) Harmful Use of Alchol. 24 Aralık 2021 tarihinde https://www.who.int/health-topics/alcohol#tab=tab_1 adresinden erişildi.

2. Ögel, K. (Ed) (2018). 101 Soruda Bağımlılık İstanbul: Yeşilay Yayınları

3. Mayo Clinic (2021) Alcohol use disorder 25 Aralık 2021 tarihinde https://www.mayoclinic.org/diseases-conditions/alcohol-use-disorder/symptoms-causes/syc-20369243 adresinden erişildi.

4. Yeşilay (2021) Alkol Bağımlılığı Nedir? 24 Aralık 2021 tarihinde https://www.yesilay.org.tr/tr/bagimlilik/alkol-bagimliligi adresinden erişildi.

5. Jenno Topping (Yapımcı), Betty Thomas (Yönetmen). 28 Gün [Film]. ABD: Columbia Pictures and Tall Tree Productions

6. World Health Organization. (2019). Global status report on alcohol and health 2018. World Health Organization.



343 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page