Bilingualizm ve Beyindeki Değişimler
Tuğçe Gül Yeşilyayla - Moleküler Biyoloji ve Genetik, Fen-Edebiyat Fakültesi, Uludağ Üniversitesi
Hayatların ve yaşantının küçücük ekranlara sığabildiği globalleşen dünyada insanların yarısından fazlası anadiline ek olarak ikinci bir dili aktif olarak öğrenmekte ve konuşmaktadır. Dil öğrenme aşaması daha anne karnındayken çevredeki sesleri duyarken başlamaktadır. Doğduğumuzda anne veya babamızın seslerini bir yabancıdan ayırt edecek düzeye de gelebilmekteyiz. Bir bebek veya çocuk ilk 5 yaşına kadar doğduğu ailedeki sesleri taklit ederek bir dili öğrenebilmekte ve bu öğrenme aşamasında bilinçli bir çaba sarfetmemektedir. Hemen hemen hepimiz küçük çocukların dil öğrenmede yeteneğini bilmekteyiz. Hatta şiveye/ ağıza sahip büyükleri gibi konuşan küçük çocuklara da hepimiz gülümseyerek bakmaktayız. Dil öğrenme süreci çocuklarda çok kolay bir şekilde ilerlerken maalesef iş yetişkinlere geldiğinde işler biraz daha zorlaşmakta, beynimiz dille imtihan edilmektedir.
Yetişkin ve çocukların dil öğrenme sürecinde ne gibi farklılıklar vardır? İkinci bir dil öğrenirken beyinde meydana gelen değişimler nelerdir? Yeni bir dil öğrenmeye veya hafızaya ne gibi bir katkı sağlamaktadır?
İkinci Bir Dil Öğrenme ve Beyindeki Değişimler
Göç, seyahat, iş veya herhangi bir nedenle dünyanın birçok noktası ile bağlantı kurmaktayız ve bu nedenle de multilingual dünyamızda bilingual bireylerin sayısı her geçen gün artmakta. Ebeveynler çocuklarına ikinci bir dil eğitimi verebilmek için zamanlarını ve paralarını harcamaktadır [1]. Bilingualizm terimi çok boyutlu bir insan fenomeni olarak anlamlandırılabilir. Bilingual bireyleri ise yaşamının her yerinde iki dili düzenli olarak kullanan veya kullanımına ihtiyaç duyan, birden fazla dili aktif olarak kullanabilen bireyler olarak tanımlayabiliriz. Bilingual beyinde dil becerisi prefrontal korteks bölgelerinin ve bazal ganglianın katılımıyla kontrol edilmektedir [2].
Bilingual beyin son derece adaptif bir sistemdir. Çoklu dil deneyimlerine esnek bir şekilde cevap vermekte ve fonksiyonel ve anatomik beyin değişimiyle adaptif bir dinamik oluşturmaktadır. Bilingualism ve ikinci dilde meydana gelen anatomik ve fonksiyonel değişimlerde son zamanlarda sayısı bir hayli artmış nörogörüntüleme teknikleriyle anlaşılır hale gelmiştir. Anatomik değişimlerin ölçümünde baz alınan temel nokta beyaz ve gri maddedeki (White Matter (WM), Gray Matter (GM)) değişimlere dayanmaktadır. WM ve GM nöronların beyin organizasyonlarını gerçekleştiren formlarıdır. GM; nöronal hücre gövdesini içeren yapılar iken WM nöronal hücre gövdesinden çıkan fibrillerden yani akson ve destekleyici hücrelerden (glia hücreleri) oluşmaktadır. Elektriksel bilgiler WM’de akson boyunca yayılmakta, GM’nin ise ana görevi nöronal sinapslardaki bilgiyi yönetmektedir [3]. İkinci bir dil öğrenirken etkilenen ve değişen 3 kilit bölgeleri şu şekilde gruplandırabiliriz;
Gri Madde (GM) yoğunluğunda artış
Beyaz Madde (WM) bütünlüğünde gelişme ve büyüme
Kortikal kalınlık
Hiç şüphesiz buradaki değişimler bilingual bireylerin nöroplastisitesinde artış sağlayacak ve dil öğrenme ve hafıza gibi durumlarda kolaylık sağlayacaktır.
Şekil 1: Serebral korteks, gri ve beyaz maddenin temsili görseli
GM Yoğunluğu
GM yoğunluğunun veya hacminin ölçülmesi en yaygın ölçüm kriterlerinden biridir. GM yoğunluğunun ölçülmesinde araştırmacılar; voksel-tabanlı morfometri yöntemini (Voxel-based morphometry (VBM)) kullanmaktadır [4]. GM içeriğinin bilgisi ise yapısal MRI yöntemiyle analiz edilmektedir [5]. Buna rağmen GM’deki artış tamamen anlaşılmış değil. GM’deki artış direkt olarak nöronların yoğunluğuna veya beyin morfolojisindeki değişime neden olur diyemeyiz. GM hacim artışı mikroyapısal seviyede bir değişikliğe neden olmakta ve hem nöronlarda hem de glia hücrelerindeki hücre boyutunun değişmesi agregasyon yoluyla gerçekleşmektedir. Bu değişimler nöron ve glialardaki nörogenez ile ilişkilidir de diyebilmekteyiz. Ayrıca intakortikal aksonal mimarideki sinaptogenezde de muhtemel etkisi olduğu düşünülmektedir [6,7].
Kortikal Kalınlık (Cortical Thickness (CT))
GM hacim ölçümünün aksine CT direkt olarak kortikal morfoloji açısından bir belirteçtir ve yapısal MRI taramalarıyla analiz edilmektedir. Araştırmalar gösteriyor ki GM ve CT arasında yapısal olarak ters bir ilişki bulunmaktadır. Daha kalın serebral korteks bölgeleri daha az kıvrımlı olmakta ve bu nedenle daha az GM içermektedir. Bilingual bireylerde ise bu kortikal yapının kalınlığında artış gözlemlenmiştir [1].
Beyaz Madde (White Matter (WM)) Bütünlüğü
Beyaz maddenin sinir liflerinden yani aksonlardan oluştuğunu ve bu yapılar sayesinde diğer sinir hücreleriyle iletişim kurduğunu yukarıda bahsetmiştik. WM’deki değişimleri ölçen çalışmaların birçoğu DTI (Diffusion Tenson Imaging) tekniğine dayanmaktadır. DTI; beyinde su moleküllerinin difüzyonu ile inceleme sağlayan, aksonlar boyunca nöronların difüzyon derecelerini karşılaştıran bir tekniktir. Düşük Difüzyon Değeri (DD) daha büyük WM bütünlüğünü göstermektedir. WM’deki değişimler sağ ve sol hemisferdeki ana bağlantı olan Corpus Callosum’daki değişimlerle ilişkili olmaktadır. Sol hemisferdeki dil bölgeleriyle sağ hemisferdeki bu bölgelerin analogları arasındaki bağlantı böylece artmış olup dil konusundaki bilişsel becerilerde böylelikle artacaktır. WM’deki bütünlüğünün genişlemesi dil öğrenme sürecinde gerçekleşen bir süreç olup sonuç olarak nöroplastisiteyi artırdığından karar verme, yeni bir beceri öğrenme ve hafıza için de ayrıca kritik öneme sahiptir. Bilingual bireylerde diğer değişimlerle birlikte WM’nin de artması nöroplastisiteyi arttıracağından monolingual bireylere göre ekstra üçüncü bir dil öğrenmesi çok daha kolay olacaktır [1,8].
Dil Öğrenmede Çocuk ve Yetişkin Beyni
Çocuklar yetişkinlere göre çok daha hızlı bir şekilde öğrenmektedir. Buna ek olarak ilk dili yani ana dili öğrenmek ikinci bir dili öğrenmekten de daha kolaydır. Çocuklarda dil öğrenme kendiliğinden gerçekleşen bir süreç iken yetişkinlikte ise dil kazanımı bisiklet kullanma, bir beceri öğrenme gibi gerçekleşmektir. Buna istinaden çocuklarda ve yetişkinlerde anatomik beyin bölgeleri de farklılık göstermektedir. Çocuk ve yetişkin öğrenme arasındaki fark “Kritik Periyod Hipotezi” olarak adlandırılan bir hipotezle desteklenmektedir. Bu hipoteze göre çocuklar kritik bir yaşa kadar dili öğrenemezse bir daha yeterince o dili öğrenemeyecektir. Birçok çalışmada da kritik periyod hipotezi ikinci bir dil kazanmada da uygulanabilmektedir. Ancak dil öğrenme bitmez, yetişkinlik döneminde de dil öğrenimi çocukluk dönemindeki gibi ilerlemese de başarılı bir şekilde gerçekleşir, çocukluk dönemindeki dil öğrenme ile ilgili bölgeler ve yetişkinlikteki aktif bölgeler anatomik değişimlerle yaklaşabilmektedir [9,10,11].
Referanslar:
1. Li, P. Legault, J. Litcofskyi K.A. (2014). "Neuroplasticity as a function of second language learning: Anatomical changes in the human brain". Cortex [Internet]. 58(June):301–24. doi.org/10.1016/j.cortex.2014.05.001
2. Buchweitz, A. Prat, C. (2013). "The bilingual brain: Flexibility and control in the human cortex". Phys Life Rev .10(4):428–43. doi.org/10.1016/j.plrev.2013.07.020
3. Köhler, S. Winkler, U. Hirrlinger, J. (2021). "Heterogeneity of Astrocytes in Grey and White Matter". Neurochem Res [Internet].46(1):3–14. Available from: https://doi.org/10.1007/s11064-019-02926-x
4. Ashburner, J. Friston, K.J. (2000). "Voxel-based morphometry - The methods". Neuroimage. 11(6 I):805–21.
5. Mechelli, A. Price, C. Friston, K. Ashburner, J. (2005). "Voxel-Based Morphometry of the Human Brain: Methods and Applications". Curr Med Imaging Rev. 1(2):105–13.
6. May, A. Gaser, C. (2006). "Magnetic resonance-based morphometry: A window into structural plasticity of the brain". Curr Opin Neurol. 19(4):407–11.
7. Zatorre, R.J. Fields, R.D. (2012). "Johansen-Berg H. Plasticity in gray and white: Neuroimaging changes in brain structure during learning". Nat Neurosci [Internet]. 15(4):528–36. http://dx.doi.org/10.1038/nn.3045
8. Stein, M. Winkler, C. Kaiser, A.C. Dierks, T. (2014). "Structural brain changes related to bilingualism: Does immersion make a difference?". Front Psychol. 5(SEP):1–7.
9. Steinberg, D. Nagata, H. Aline, D. (2020). "Children and Adults in Second-Language Learning". Psycholinguistics.6(1):189–209.
10. Hamrick, P. Lum, J.A.G. Ullman, M.T. (2018). "Child first language and adult second language are both tied to general-purpose learning systems". Proc Natl Acad Sci U S A.115(7):1487–92.
11. Vanhove, J. (2013). "The Critical Period Hypothesis in Second Language Acquisition: A Statistical Critique and a Reanalysis". PLoS One. 2013;8(7).