top of page
beyaz logo.png

Biyoterörizm


 

Şilan Atbaş - Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstütisü, Tarımsal Biyoteknoloji Ana Bilim Dalı

 

Geçtiğimiz yüzyıl boyunca mikrobiyoloji bilimlerinin hastalıkları çözdüğü, aşı ve antibiyotiklerle infeksiyonları yendiği bir zafer dönemi olmuştur. Yirmi birinci yüzyıl genetik biliminin, moleküler mikrobiyolojinin ve biyoteknolojinin altın çağını yaşadığı bir süreçtir. Fakat her teknolojinin gelişmesinde olduğu gibi bu ilerlemeler hem barışçıl hem de kitle imha aracı olarak kullanılabilmektedir.


Biyoterörizm kişiler, gruplar veya hükümetler tarafından gerek ideolojik, politik veya finansal kazanç sağlamak amacıyla hastalık yaratıcı mikroorganizma veya ürünlerinin yani biyolojik silahların insanlarda, hayvanlarda ve bitkilerde hastalık oluşturmak veya öldürmek amacıyla kullanılmasıdır.


Geniş bir tanım ile biyolojik silah, patojen mikroorganizmaların veya biyolojik olarak elde edilen toksinlerin insanlarda, hayvanlarda ve bitkilerde hastalık oluşturması veya ölümlere yol açmasıdır. Patojen mikroorganizmaların özel teknolojilerle silahlaştırılması ve asker tarafından, askeri hedeflere yöneli kullanılması biyolojik savaş olarak adlandırılır. [1]


Biyoterörde hedef sivil ve korumasız hayatlardır. Biyolojik silahlar oluşturulduktan sonra su veya gıdalar aracılığıyla, enfekte vektörler veya aerosol formda (inhalasyon yolu ile) insanlara veya diğer canlılara aktarılırlar. Aerosol formdaki biyolojik silahlar, daha geniş bir alanda yayılmakta ve solunum ile alveollere kadar ulaşarak, burada birikmektedir. Bu şekilde hazırlanan biyolojik silahlar çok basit ekipmanlardan oldukça karmaşık sistemlere kadar değişen yollarla ortama verilirler. [2]


Biyolojik silah ajanlarıyla oluşan enfeksiyonlar çoğunlukla günümüzde nadir görüldüğü için tanı konulamamakta ya da geç konulmaktadır. Biyolojik saldırılar için temel korunma önlemi bu etkenlere karşı hazırlıklı olma durumunun sağlanmasıdır. Biyolojik saldırılarda kullanılabilecek etkenlerle oluşabilecek hastalıklara yönelik analizlerin yapılması, raporlanması, verilerin toplanması gibi süreçlerin oluşturulması ve iyi yönetilmesi, potansiyel biyolojik silah ajanlarının erken tanımlanmasına ve yayılmasının önlenmesine olanak sağlayacaktır. Bu amaçla biyolojik silahlara karşı plan ve protokoller geliştirilmelidir.


Batı ülkelerinde biyoterör eylemlerinin, patlayıcılar ile yapılan terör eylemleri kadar etkili olduğu ABD’de ise 2001 biyoterör eylemleriyle ortaya konulmuştur. Ve son yıllarda tüm dünyada yaşanan epidemi ve pandemiler nedeniyle toplumlar oldukça duyarlı hale gelmiştir. [1]


Sonuç olarak, kurulacak yüksek kapasiteli laboratuvarlar biyoterör veya doğal yollarla gelişebilecek salgınların erken tanımlanması ve hızla kontrol altına alınmasını sağlayacaktır. [3]

Referanslar

1. Yenen, Ş., Y., Doğanay, M., (2008) Biyoterörizm. ANKEM dergisi

2. Kılıç, S., (2006) Biyolojik Silahlar Ve Biyoterörizm. Türkiye Hijyen Ve Deneysel Biyoloji Dergisi.

3. Yeşilbağ, K. (2002) Biyolojik Silahlar: I. Tehdidin Boyutu. Veteriner Hekimler Mikrobiyoloji Dergisi

349 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page