From Scratch Dizisinde Kanser ve Yas
Nagehan Uzuner - İletişim Bilimleri Doktora Adayı, İstanbul Bilgi Üniversitesi, İletişim Bilimleri Doktora Programı
Sağlık teknolojilerindeki gelişmelere rağmen kanser hala en yaygın ölüm sebeplerinin başında gelmektedir. Dünya Sağlık Örgütü'ne (WHO) göre kanser, dünya çapında bilinen birinci ölüm sebebidir. Kanserin, 2020 yılında yaklaşık 10 milyon ölüme sebep olduğu kaydedilmiştir. Tüm dünyada en sık görülen kanserler meme, akciğer, kolon, rektum ve prostat kanserleridir. Kanser ölümlerinin yaklaşık üçte biri tütün kullanımı, yüksek vücut kitle indeksi, alkol tüketimi, yetersiz beslenme ve fiziksel aktivite eksikliğinden kaynaklanmaktadır. İnsan papilloma virüsü (HPV) ve hepatit gibi kansere neden olan enfeksiyonlar ise düşük ve orta gelirli ülkelerdeki kanser vakalarının yaklaşık %30'undan sorumludur. Pek çok kanser türü çeşitli tarama teknolojileri aracılığıyla saptanarak erken tanı ve etkin tedavi protokolleri ile tedavi edilebilir[1].
Günlük hayatta kanser hakkında bilgi aktarılırken askeri terimlerden yararlanılmaktadır. Bahsi geçen bu askeri terimlerin medyada üretilen kanser konulu içeriklerde de sıklıkla kullanıldığı görülmektedir. Dahası Hauser ve Schwarz'ın hastalıklarda kullanılan askeri terminoloji konusundaki yayınları, savaş metaforlarının insanların kansere karşı takındıkları tutumlarında olumsuz etkileri olabileceğini ortaya koymaktadır. Bu olumsuz düşünceler sebebiyle toplumdaki sağlık davranışlarının sekteye uğraması ihtimali de akla gelmektedir[2].
Dolayısıyla medyadaki kanser söylemini anlamak için bedenin kontrolünü sağlayan sağlık söylemlerine bakmakta, söylemi oluşturan etmenleri etraflıca araştırmakta fayda vardır. Ancak bu araştırma akademik bir derinlik gerektireceğinden medyadaki kanser söylemi konusunun bu blog yazısı sırasında şimdilik rafa kaldırılması uygun olacaktır. Dönelim ülkemizde yapılmış kansere ilişkin tutumları ölçme anketleri sonuçlarına. 2020 yılında Kafkas Üniversitesi’nde yapılan 20-65 yaş arasındaki bireylerde kansere yönelik damgalama ve etkileyen faktörler konulu yüksek lisans araştırmasına göre kanser tanısını ortaya çıkarma, yayma, iyileşmenin imkânsız olması-etiketlenme, ayrımcılık gibi kansere ilişkin tutumları ölçme anketi alt boyutları ve toplam puan dağılımlarından bireylerin kansere yönelik tutumlarının olumlu düzeyde olduğu görülmektedir. Araştırma sonuçlarında artan yaş ve eğitim seviyesiyle çalışan birey ve kadın olmak, sağlık durumunu iyi algılama ve ailesinde kanser öyküsü olanların daha olumlu oldukları; kanserin önlenebilirliği, erken tanılanabilirliği, tedavi edilebilirliği ve bulaşabilirliği hakkında olumsuz düşünen bireylerin daha negatif tutum ve davranışları olduğu görülmektedir. Genel olarak örneklemdeki bireylerin medya hakkında olumsuz düşünceleri olduğu görülmektedir. Aynı araştırmaya göre kansere karşı negatif tutumların azaltılması için medyada bilgilendirici ve eğitici programların arttırılmasının faydalı olacağı önerilmektedir[3].
Yas
İnsanların doğdukları andan itibaren ve zaman içinde yaş aldıkça geliştirdikleri sevgi ve güvene dayalı ilişkileri vardır. İnsanlar hislerini bu kuvvetli bağları kurduğu kişilerle paylaşır. Ancak bu sevgi ve güven duyulan kişi ya da kişiler kaybedildiğinde kaygı, keder ve üzüntü gibi duygular yas tepkileri olarak belirir. Bahsi geçen yas tepkileri bireyin sanki kendisine ait bir parçası ölmüş hissine kapılmasına ve yaşamın anlamını yitirdiğini sıklıkla düşünmesine yol açar. Birey içinde olduğu yas sürecinde genellikle hayatının boş ve yoksul olduğunu hisseder. Kaybedilen kişinin ya da değişen bir kavramın ardından “yas tutmak” doğal bir süreçtir. Yas tutma sürecinde birey, boşanma, iflas etme, yuva ve hastalık gibi kayıpları ya da ölümü duygusal olarak protesto eder. Yas sürecindeki bireyin öz bakım, çalışmak, yakın ve sosyal çevre ile ilişkileri yürütmek ve yönetmek konusundaki işlevlerinde bazı aksamalar ve ruhsal sorunlar görülür. Kayıp yaşayan bireyin hayatına sağlıklı bir şekilde devam edebilmesi için yas sürecini tamamlaması gerekir. Yas tutma sürecinin sonunda yaşanılan kayıp artık yaşamının bir parçası haline getirilir ve sonunda bu kayıpla yaşamak öğrenilmiş olur. Bu yası tutulan kişi ya da durumun unutulduğu ya da artık sevilmediği anlamına gelmez. Yaşanılan kaybı ve bu kayba dair duyguları kabullenmek, bahsi geçen kayıpla başa çıkabilmeyi ve bu duygularla yaşamı sürdürmeyi öğrenmek anlamına gelir[4].
Kanserde damgalama diğer kronik hastalıklara nazaran kanserin daha korku verici ve tehdit edici olarak algılanması sebebiyle ortaya çıkmaktadır. Kanserin direkt ölümle ilişkilendirilmesi, kişinin sosyal olarak etiketlenmesi ve sosyal izolasyonu kanserde damgalanmayı tetiklemektedir. Kanser tanısından itibaren yıllar boyunca çeşitli krizler ortaya çıkar. Kanser tanılı bireylerin çoğunda damgalanma benlik algılarında zorlukların yaşanmasına neden olur[4]. Kanser damgalanmasının demoralizasyon, utanma, depresyon, anksiyete, öfke, düşük benlik saygısı dâhil olmak üzere, olumsuz psikolojik durumla güçlü ve tutarlı bir şekilde ilişkili olduğu saptanmıştır[4-6]. Kanser ve kansere bağlı beden-imaj algısındaki değişiklikler, organ yitimleri, engellilik ve kanser ölümleri sonucunda da yas tepkileri ortaya çıkmaktadır.
Yayına girdiğinden bu yana romantik dram türünde izleyicilerin beğenisini toplayan aşkı ve yası konu alan From Scratch adlı Netflix yapımı mini diziye birlikte göz atalım[7].
From Scratch Dizisinde Kanser ve Yas
Tembi Locke’nin aynı isimli çok satan anı kitabından uyarlanan bu dizi romantik dram türüne müthiş bir örnektir[8]. Tembi Locke, çeşitli televizyon programlarında ve filmlerde rol almış Afro-Amerikan bir aktristir. Aynı zamanda etkileyici bir TEDx konuşmacısıdır. What Forty Steps Taught Me About Love and Grief adlı konuşması, kanser tanısı alan eşine bakım veren bir birey olarak kişisel yolculuğunun izini sürmektedir. Aynı zamanda çevrim içi bir yas ve destek topluluğu olan The Kitchen Widow'un arkasındaki yaratıcı kişi de olan Locke, kızıyla birlikte Los Angeles'ta yaşamakta, yaz aylarında ise Sicilya’da zaman geçirmektedir.
From Scratch; kıtalar ve kültürler arası büyük bir aşka, dayanıklılığa, umut yolculuğuna, ölüme ve yasa ayna tutar. Dizinin başrollerinde Zoe Saldaña ve Eugenio Mastrandrea boy göstermektedir.
Mini dizide Amy hayalleri ile babasının eğitimi konusunda ondan beklentileri arasında sıkışıp kalır. Sonunda cesaretini toplar ve bir sanat programına katılmak için Amerika’dan İtalya’ya gelir. Amy, Floransa’da İtalyan bir şef ile tanışır. Bir süre sonra Lino ile birbirlerine aşık olurlar. Akabinde Amerika’ya Amy’nin Los Angeles’ta yaşayan kız kardeşinin yanına taşınırlar. Burada kendilerine yeni bir düzen kurarlar. Lino başarılı ve deneyimli bir şef olmasına rağmen Los Angeles’taki İtalyan restoranlarında Güney İtalyalı olduğu için restoran sahibi tarafından ayrımcılığa uğrar ve garsonluk yapmak durumunda kalır. Amy’nin ailesinin bir araya toplandığı bir Şükran Günü yemeğinde - Amy’nin yıllar evvel boşanıp farklı hayatlar yaşayan anne ve babası ve yemek alışkanlıklarındaki kültürel farklar sebebiyle - Amy ve Lino arasında bir gerginlik yaşanır. Çift kendi ailelerindeki sorunlarla baş etmeye çalışırken birbirlerine olan aşklarıyla bu sıkıntıların üstesinden gelmeyi başarırlar. Aşklarının başladığı yerde evlenerek hayatlarına yeni bir başlangıç yaparlar. Amy’nin ailesinin ve Lino’nun arkadaşlarının katılımıyla gerçekleşen romantik bir düğün ile evlenirler. Lino’nun Sicilyalı ailesi düğünlerine katılmadığı için Lino’nun içi buruktur. Amerika’ya döndükten sonra Amy ve Lino kariyerlerinde çeşitli fırsatlar yakalarlar. Amy havalı bir sanat galerisinde çalışırken bir yandan çocuklara sanat dersi verebileceği bir organizasyonda rol alır. Lino ise garsonluk yaptığı restoranı devralarak nihayet mutfakta şef olarak çalışmaya başlar. Yaşanan güzel günlerin ardından Lino’nun kanser tanısı ile çiftin hayalleri şiddetle sarsılır. Zorlu gerçeklerle yüzleşirlerken Amy ve Lino’nun aileleri tüm anlaşmazlıklarını geride bırakmaya ve çifte destek olmaya çabalarlar. Lino’nun kanser tedavisinden sonra çift bir bebeği evlat edinmeye karar verir ve böylece Idalia hayatlarına girer. Bu mutlu serüven çok geçmeden yerini Lino’nun yeniden kanserle mücadele etmesini gerektirecek engebeli bir maratona bırakır. Lino’nun bu seferki kanserinin tedaviye cevap vermemesinin ardından kendilerini bekleyen ölüm gerçeğini karşılamak için son günlerini evlerinde geçirirler. Lino, Amy ve Idalia ailelerinin ve arkadaşlarının sonsuz destekleri, şevkat ve sevgileriyle sarmalanırlar. Lino’nun ölümünün ardından Amy kendisini derin bir yas sürecinde bulur. Ölümle baş etmede zorlanır ve kendisini son derece çaresiz hisseder. Amy ve Idalia Lino’nun ölümünün ardından ortaya çıkan yasları ve Sicilya’daki güçlü aile bağlarının desteğiyle ikinci bir yuva kurarlar.
Dizide bahsi konu olan aşk ve keder ne basit ne de doğrudandır. Amy ve Lino’nun aşkı ve Amy’nin yası zeytin ağaçları kadar köklüdür. Teslim olunan aşk, aşkın peşinde kıtalar ötesine yapılan göç, yaşanan ayrımcılıklar, işsizlik, memleket hasreti, her şeye yeniden başlayacak dirayeti her seferinde yeniden bulma gücü, kanser tanısı, tedavi süreçleri, evlat edinme, ebeveynlik, nükseden kanser ve daha nice zorlu süreç… Dizinin akışı, Amy ile Lino’nun birbirlerine yaptıkları kurlar, evlilikleri, kariyerleri, göç öyküleri, ebeveyn olmaları ve kanserle gelen ölüm ve yas; lineer bir yapıda değildir. Olayların akışı medcezir gibidir. Sinematografide kullanılan bu üslup doğrusal bir zaman çizelgesinden çok daha gerçek ve otantiktir. Amy'nin kayınvalidesi ile olan ilişkisi, hikayenin en sessiz fakat en güçlü kısımlarındandır. Her ikisinin de yas süreçleri ve ölümle baş etme biçimleri sonsuz bir sevgide kesişir.
Amy, sırılsıklam aşık olduğu Lino’nun kanser sebebiyle ölümünün ardından tüm enerjisini ve sevgisini kızlarına aktarırken, beklenmedik bir şekilde gelişen bu tek kişilik ebeveynliği ise zaman zaman can yakar. Amy, bir yandan Sicilyalı kayınvalidesiyle sağlıklı bir ilişki kurmaya çalışırken, bir yandan da tutmakta olduğu derin yas ta ekrandan bile içgüdüsel olarak hissedilir. Kanserin yaşama karşı duyduğu iştahı Amy’den çalmasıyla onun yavaş yavaş düşüşü ve yas süreci tüm çıplaklığıyla izleyicilerle buluşur. Kanserin getirdiği hüzün ve ölümün ardından gelen keder, yemek ve aşkın gerçek anlamı üzerine bir meditasyona dönüşür.
Sonuç niyetine
Hayat, hastalıklarla ve ölümle ve tüm bunlara rağmen yaşanmaya devam ediyor. From Scratch’i izlerken -özellikle kanser tanılı bir bireyseniz, ya da bir yakınınız kanser tanısı aldıysa, ve siz bakım verenseniz ya da sevdiğiniz birini kanser sebebiyle kaybettiyseniz- boğazınıza cam kırıkları, kalbinize toplu iğneler batabilir. Dizide sevginin farklı formları ve boyutları görüntü yönetmeninin estetik seçimleriyle sahnelenirken yasla baş etmede aile, arkadaş, kardeş, sevgili ya da anne olmak gibi kavramlar sağaltıcı güçlerini ortaya koyuyor. Kanserle gelen yas, kırk pare bir battaniye gibi sararken insanı, kullanılmış kumaşların bir araya getirilmesiyle üretilen bu battaniyenin işlevsel bir nesneye dönüşmesi gibi insan da kanserle gelen yas ile başa çıkmayı becerebilince hayatın da hakkını verebiliyor yeniden. Bilişsel-davranışçı terapiler, sosyal destek programları ve kendi kendine yardım grupları yas süreciyle baş etmede kullanılan uygulamalardan bazılarıdır. Yas süreciyle baş etmede bilimsel yaklaşımların olumlu etkilerinin yanı sıra yas, aşkla ve sonsuz bir sevgiyle sağalıyor nihayetinde.
Referanslar
World Health Organization (2022) Cancer Key Facts 24 Ocak 2023 tarihinde https://www.who.int/news-room/fact-sheets/detail/cancer adresinden erişildi.
Hauser, D. J., & Schwarz, N. (2019). The war on prevention II: Battle metaphors undermine cancer treatment and prevention and do not increase vigilance. Health communication, 1-7.
Güngör Kaya, B. 20-65 yaş arası bireylerde kansere yönelik damgalama ve etkileyen faktörler (Master's thesis, Sağlık Bilimleri Enstitüsü).
Zara, A. (2011). Kayıplar, yas tepkileri ve yas süreci. Yaşadıkça, 73, 90.
Fujisawa, D., & Hagiwara, N. (2015). Cancer stigma and its health consequences. Current Breast Cancer Reports, 7(3), 143-150.
Liu, H., Yang, Q., Narsavage, G. L., Yang, C., Chen, Y., Xu, G., & Wu, X. (2016). Coping with stigma: the experiences of Chinese patients living with lung cancer. Springerplus, 5(1), 1-9.
Attica Locke ve Tembi Locke (Yapımcı). From Scratch [Dizi]. ABD: This One & That One, 3 Arts Entertainment, Cinestar, Hello Sunshine
Locke, T. (2022). From Scratch: A Memoir of Love, Sicily, and Finding Home, Simon + Schuster UK