Gelecek İçin Sürdürülebilir Bir Yaşam
Şilan Atbaş - Tarımsal Biyoteknoloji, Fen Bilimleri Enstütisü, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi
2. Dünya Savaşı’ndan sonra ortaya çıkan ve hızla gelişen teknolojik, endüstriyel gelişme, kontrolsüz nüfus artışı ile birlikte doğal denge bozulmaya başlamıştır. 1960’ların sonunda ekolojik dengenin bozulmakta olduğu ve nedeninin çevre ve kalkınma arasındaki bağların göz ardı edilmesi olduğu anlaşılmıştır.[1] Doğa ve çevre etkileşimi varlığın bütünlüğünü ifade etmektedir. Doğa ve çevrenin insanla etkileşimi ilk çağlarda çevreden etkileşimler iken gelişen teknoloji ve artan nüfusla birlikte kültürel ve sosyal etkileşimlerde olmuştur. Bu etkileşimlerle birlikte sürdürülebilirlik anlayışı farklı boyut almıştır.[1]
Son yıllarda her platformda sürdürülebilirlik kavramı tartışılmaya başlanmıştır. İnsanların hayatlarını kolaylaştırmak için kullandıkları tüm araç gereçler, tüketim alışkanlıkları teknolojik gelişmelere bağlı olarak sürekli değişim ve gelişim halindedir. İlk çağlarda insanlar yiyeceklerini koymak için toprak ve tahtadan yapılan kapları kullanırken artık plastik kaplar kullanılmaktadır. Plastik kapların üretimi toprak, cam, ahşap ve metal kaplara göre ucuzdur. Plastik araç gereçlerin cam, tahta ve metal malzemelere göre daha kolay üretilmesi ve ucuz olması nedeniyle 20. Yüzyıldan itibaren hastanelerden evlere, okullara yani sosyal hayatın her alanında kullanılmaya başlanmıştır.[2] Plastik kullanımı yalnızca kaplarla sınırlı olmayarak tüm hayatımıza girmiştir. Poşetten, ambalaja, nakliye vs. alanların hepsinde plastik bolca kullanılır hale gelmiştir. Plastik kullanımı insan hayatında o kadar büyük bir yer kaplamaktadır ki plastiksiz bir dünya düşünmekte zorlanıyoruz. Plastik kullanımı çok eski tarihlere dayanmaktadır. Ancak kullanımının yaygınlaşması ve gelişmesi sanayi devrimi ile birlikte olmuştur. Bu kadar kolay ve pratik ulaşılabilen bir malzemenin elbette olumlu ve olumsuz yönleri var. Plastik materyallerin kullanılmaya başlanmasıyla birlikte plastik atıklar ve çevresel zararları hızla artmıştır.[2]
PAGEV’in (Türk Plastik Sanayicileri Araştırma ve Eğitim Vakfı) 2019 yılında yayınladığı Plastik Sektörü İzleme Raporuna göre 2019 yılı itibari ile plastik kullanımı %3,4’lük bir artışla 9.46 milyon tona ulaşmıştır. [3] Yani dünyada plastik üretimi 1950 yılı itibari ile her yıl artarak devam etmektedir. 1950 yılından beri dünya çapında 8 milyar ton plastiğin üretildiği belirtilmektedir.[4]
Hayatımızın her alanında çokça kullandığımız plastik poşet , çevreye verdiği zararlardan dolayı, farklı ülkelerde azaltılmaya yönelik çeşitli yasaklar veya vergiler koymaya başlamıştır. Sürdürülebilir bir yaşama küçük ama etkisi büyük bir adım olan plastik poşet kullanımını yasaklama bir başlangıç olmuştur.
Sürdürülebilirlik, çevresel, ekonomik ve sosyal konuları içeren kavramdır. 1987 yılında Dünya Çevre Kalkınma Komisyonu tarafından ‘insanların mevcut ihtiyaçlarını, gelecek nesillerin ihtiyaçlarını karşılayabilecek kaynakların miktarını ve şeklini etkilemeden karşılayabilmesi ve tatmin edebilmesi’ olarak tanımlanmıştır.[5]
Sürdürülebilir yaşam, bilinçli tüketim davranışlarına odaklanmaktadır. Sürdürülebilirlik, ekolojik denge, doğal kaynakların etkin kullanılması, çevresel kaliteye önem veren gelecek nesillerin ihtiyaçlarını tehlike altına sokmaksızın bugünkü ihtiyaçlarını karşılayabilen bir modeldir.[6]
Sürdürülebilir bir yaşam üç ayak üzerinde yükselir: ekonomik, toplumsal ve ekolojik sürdürülebilirlik.[7] Sürdürülebilir tüketim kavramının yaygınlaştırılması oldukça önemli bir role sahiptir. Sürdürülebilir tüketim; geliştirilen ürünlerin, daha az doğal kaynak ve enerji kullanılarak, daha az atık oluşturacak, geri dönüştürülebilecek veya geri dönüşümü olmayan ürünlerin çevreye zararlı olmayacak, kullanımında en az doğal kaynak tüketimi gerektirecek, dayanıklı ve onarabilecek biçimde üretilen ürünlerin tüketimidir. Sürdürülebilir yaşam biçimi ise, çevreye az zararı olan veya zararı olmayan, toplumsal eşitsizliklere daha az bağlı olacak biçimde tüketim davranışlarının sergilenmesi sonucu oluşmaktadır.[8]
Sürdürülebilir tüketim, bireylerin özel yaşamlarındaki tüketim davranışlarında yapacakları tercihleri ile elde edecekleri ekolojik yurttaşlığın uygulanmasına ilişkin bir araçtır.[9] Günlük yaşamımızda yaptığımız seçimlerin ekolojik etkilerini azaltmayı hesap eden ve nasıl yaşamamız gerektiğini sorgulamamız gereken bir kavramdır ekolojik yurttaşlık.
Gelecek için sürdürülebilir bir yaşama çok küçük ama doğa için etkileri büyük olan adımlar atabiliriz.
Referanslar
1. Özmehmet. E. Dünyada ve Türkiye Sürdürülebilir Kalkınma Yaklaşımları. (2008). Yaşar üniversitesi
2. Kayan. A., Küçük. A. Plastik Kirliliğin Çevresel Zararları ve Çözüm Önerileri. (2020). Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi 403-427
3. https://www.chemlife.com.tr/plastik-uretimi-2019da-miktarda-yuzde-34-artti
4. Yılmaz. C. Plastiksiz Denizler Hareketi: Plastiksiz Bir Gelecek Rehberi. (2019)
5. Tekelli. İ. Sürdürülebilirlik Kavramı Üzerine İrdelemeler. (2001). Mülkiyeliler Birliği Yayınları. Yayın no:25
6. Hayta. B., A. Sürdürülebilir Tüketim Davranışının Kazanılmasında Tüketici Eğitiminin Rolü. (2009). Ahi Evran Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi Cilt 10, Sayı 3. 143-151
7. Aşıcı. A., A. Sürdürülebilir Yaşam İçin Bir Dönüşüm Önerisi: Yeşil Yeni Düzen. (2012). Yeni İnsan Yayınları. 105 – 132
8. Hertwich., E. (2002). “Life-Cycle Approaches to Sustainable Consumption”, Workshop Proceedings Interim Report, International Institute for Applied Systems Analysis, Laxenburg, Austria.
9. Seyfang. G. (2005). “Shopping for Sustainability: Can Sustainable Consumption Promote Ecological Citizenship”, Environmental Politics, Vol.14, No.2.