top of page
beyaz logo.png

Genetik Dünyası Yankılanıyor

Güncelleme tarihi: 25 May 2020


 

İlkyaz Yarımoğlu - Hitit Üniversitesi, Tıp Fakültesi

 

“Sadece Tabiat Ana’nın işine karışmayı düşünmem. O bunu yapmamızı istiyor.” Willard Gaylin’e ait olan bu cümle konusu genetik ayrımcılık olan bir filmin giriş cümlelerinden biri. Yıllar önce çekilen film aslında günümüzün en büyük etik kaygılarından birini konu ediniyor: Gen Düzenleme.


Her şeye 1800’lü yıllarda Charles Darwin’in ortaya koyduğu evrim kuramının taslak fikri ile başlamak gerekir. Darwin’e göre “hayvanlar ürediğinde, kendilerine benzeyen ama tamamen aynı olmayan varyantlar ortaya çıkarır. Kaynaklar kısıtlı olduğunda ise çevreye daha iyi uyum sağlayan varyant doğa tarafından seçilir, en uygunlar sağ kalır. Ardından bu sağ kalanlar kendi benzerlerini dünyaya getirir.” Bu cümleden yola çıkarak istediği yere istediği şekilde çeken insanlar toplumsal düzeyde çeşitli ideolojik fikirleri savunmuşlardır. Hatta Darwin’in kendi kuzeni bile. Kuzen Francis Galton’e göre: Doğal seçilim mekanizmasını kullanarak insanoğlunun evrim sürecini hızlandırabilir ve insan daha üstün hale getirilebilirdi. En güçlü, en zeki, en “uygun” insanları seçip çiftleştirerek bu fikrin uygulanabileceğini savundu. Bu stratejiye daha uygun ırklara veya kanlara, diğerlerine göre daha hızlı yayılma fırsatı verme bilimini ifade eden “öjeni” ismini verdi. Yunanca iyi anlamındaki “ö” eki ile yaratılış anlamındaki “genez” kelimesini birleştirmişti. İlerleyen yıllarda güçlülerin çoğaltılmasının yanında (pozitif insan ıslahı) zayıfların da kısırlaştırılması (negatif insan ıslahı) fikri de ortaya çıktı. Kötü bir kokunun tüm odaya yayılması gibi genetik ıslah fikrini savunanların sayısı da artıyordu. Özellikle suça eğilimin genetik geçişi ile ilgili konuşmalar fazlalaşmıştı. Ancak durum daha da korkunç bir hal aldı. Almanya’da Naziler “ırksal hijyen” adı altında Amerikalılar ise öjeni kayıt ofisleri kurarak kısırlaştırmaktan doğrudan doğruya öldürmeye kadar varan faaliyetlerde bulundular. Bu utanç yılları hem insanlık tarihine hem de genetiğin temeline unutulmamak üzere kazınmış oldu.


Ne var ki daha üstün olma hayalinden vazgeçmeyenler, dolaylı yollardan ziyade doğrudan gen düzenleme yöntemleri ile bilim tarihindeki önemli projeleri kendi çıkarları için kullanmaktan çekinmediler. 2003 yılında son bulan Genom Projesi gibi. Projede genel amaç, günümüzde tedavisi olmayan 3.000’den fazla genetik hastalığa yatkınlığı belirlemek, ilgili genlerin yerlerini, yapılarını aydınlatarak tanı ve tedaviyi olanaklı kılmak, gereken genetik düzeltmeleri yapmaktı. Önemli gelişmeler vadeden proje, kaygılara da sebep olmuştu. Örneğin: Yüksek zeka ile bağlantısı saptanan ve 4. kromozom üzerindeki yeri belirlenen gen özel genlerden birisidir. Zeka geriliği tedavisi için bir umut olarak görülen bu gen bazı insanları daha zeki yapıp daha az zeki olanlara karşı üstünlük kurmak için kullanılabilir. Üstün zekalı nesil yaratmak için çeşitli düşüncelere, uygulamalara maalesef ki zaten rastlanmaktadır. ABD'deki bazı sperm bankaları zeka ve çeşitli yetenekler yönünden üstün olduğu düşünülen erkeklerin spermlerini toplamakta, bunları yine üstün zekalı kadınlar için saklamaktadırlar. Genom projesinden yola çıkarak gen tedavisi yöntemi ile büyük adımlar kaydedilmiş olsa da klinik denemelerine günümüze kadar tüm dünyada binlerce hasta katılmış olmasına rağmen başarılı sonuçlar henüz çok azdır. Yine de işi biraz daha ileri taşıyarak gen düzenlemesini kalıcı hale getirmek için yani nesiller boyu aktarılmasının sağlayan üreme hücreleri ile ilgili (germline) gen düzenlemesi teknikleri kullanılmaya başlandı. Tabi ki etik kaygılardan ve insan deneylerinin yasak olmasından ötürü birçok ülkede bu tür araştırmalar yapılmamakta. Fakat Kasım 2018’de Hong Kong'daki İnsan Genomu Düzenleme İkinci Uluslararası Zirvesi'nde, Jiankui İnsan germ hücrelerinde ve embriyolarda CCR5 geninin CRISPR-Cas9 aracılı genom düzenlemesi konusundaki çalışmalarını açıkladı. Jiankui dünyanın ilk genetik tasarımlı bebekleri olarak bilinen ikiz bebeklerin AIDS virüsü HIV'e karşı bağışıklık sağlamak için yapıldığını söyledi.


CCR5 Geni


HIV virüsü, CCR5 geni tarafından kodlanan bir proteine bağlanarak hücrelerin içine girer. Ancak insanların küçük bir yüzdesi, virüsün yapışamayacağı doğal bir mutasyon taşır ve bu da onları hastalığa etkili bir şekilde bağışıklık kazandırır. Deneyde çiftlerin bağışladığı embriyolarda DNA'yı yeniden yazarak bu mutasyon oluşturulmaya çalışıldı.


Bunun üzerine birçok bilim insanları CCR5’i silmenin insanları tehlikeli virüslere karşı korumadan çok daha öteye geçen bir etkisinin olduğuna dair kanıtlar sundu ve gen düzenleme teknolojisinin üreme amacıyla kullanılamayacak kadar erken olduğunu söyleyerek eylemlerini kınadı. Araştırmalara göre bu genden yoksun olarak doğan insanların, felçten daha çabuk iyileşebildiği ve hatta okulda daha başarılı olabildiği belirtiliyor. Çinli bilim insanlarının açıkladığı son bulgular, daha önce fareler üzerinde yapılan ve söz konusu genin çıkarılmasının hafızanın gelişmesini önemli ölçüde sağladığını gösteren deneyleri de destekliyor. Skandalın ardından araştırmacılar, embriyolarda ve germline hücrelerinde gen düzenleme üzerine bir moratoryum çağrısında bulundular. Berkeley, Kaliforniya Üniversitesi'nden bir araştırmacı olan Fyodor Urnov, MIT Technology Review'a CCR5 mutasyonunu yeniden yarattığı iddiasının “kasıtlı bir yanlışlık” olduğunu bunun yerine, ekibin, hedef gende ve görünüşte genomun başka bir yerinde, sonuçları bilinmeyen yeni mutasyonlar yarattığını düşündüklerini belirtti. Londra'daki Francis Crick Enstitüsü'ndeki Robin Lovell-Badge, embriyolarda genom düzenlemesi yapmanın herkes için “çok erken” olduğunu söyledi. “Bu aşamada, ilgili bilim hızla ilerlemesine rağmen yöntemlerin yeterince güvenli ve verimli olup olmayacağını bilmiyoruz.”


CCR5 geninin fonksiyonunu belirlemede literatüre katkı sunan Los Angeles’taki California Üniversitesi’nden nörobiyoloji uzmanı Dr. Alcino Silva da Dr. Jiankui’nin gerçekleştirdiği çalışmanın muhtemelen ikiz kızların beyinlerini değiştirdiğini söyledi. MIT Technology Review dergisine konuşan Dr. Silva “Konuya getirilebilecek en basit izaha göre, bu mutasyonların ikizlerin bilişsel işlevinde muhtemelen bir etkisi olacaktır” dedi. Yani deneyin sorunlu olduğunu, çünkü çok az fayda sağlarken potansiyel olarak zararlı etkileri olan bir mutasyon getirme riski bulunduğunu söylediler. Kızların beyinlerinde değişim yaşanabileceğini ancak zekalarında bir farklılık görülmesini tahmin etmenin imkansız olduğunu ifade eden Dr. Silva insanlığın zekanın genetik açıdan değiştirilmesi çabalarına “henüz hazır olmadığını” kaydetti.


Tepkiler sonrası Çin Hükümeti He Jiankui ve diğer iki araştırma arkadaşını tıp uygulamasında şöhret ve servet aramak için bilimsel araştırma ve tıbbi tedavide ulusal düzenlemeleri kasten ihlal ettikleri söylenerek doktor He’yi üç yıl hapse mahkum etti ve hapis cezasına ek olarak 327.360 £ para cezasına çarptırdı. Diğer iki sanık daha az para cezası ve ceza aldı.


Germline Araştırmalar için;


İlk olarak kalıtımının % 100 veya ona yakın olması gerekir. Kalıtım derecesi ne kadar düşük olursa, yaşam tarzı, eğitim ve stres gibi faktörlerin rolü o kadar büyük olur. Çoğu insan özelliğinin kalıtsallığı, gen düzenleme yoluyla yavruları arttırmak için çok sınırlıdır. En kalıtsal insan özelliği, göz rengi, tahmini % 98 mirasa sahiptir.


İkincisi, geliştirmenin pratik olması için, söz konusu özelliklerin tek bir varyanttan veya sınırlı sayıda varyant arasındaki bir etkileşimden kaynaklanması gerekir. DNA'yı çoklu konumlarda doğru bir şekilde düzenlemek teknik olarak mümkün olsa da, onlarca veya yüzlerce varyant ilgilendiğinde tam olarak neyin programlanması gerektiğini hiçbir zaman öğrenemeyebiliriz. Ayrıca, olumlu özellikler için gen düzenleme sadece ilgili genleri “doğru” yönde değiştirmekten ibaret değildir. İnsanlar “doğru genlere” sahip oldukları veya “doğru çevreye” sahip oldukları için değil, genlerin ve çevrenin doğru kombinasyonuna sahip oldukları için akıllıdırlar. Embriyonun gelecekteki ortamı düzenleme anında bilinmediğinden, şimdi ve gelecekte doğru genlerin ne olması gerektiğini bilmek imkansız olacaktır. Bu kriterler ayrıca zeka, görünüm ve diğer yaygın çok genli (poligenik) özellikler ve hastalıklar için genom düzenlemesinin neden beklenmemesi gerektiğini de açıklar. Ayrıca bir genin ekspresyonu bir hastalık riskini arttırabilir ve bir başkasının riskini azaltabilir.


Bununla birlikte, gen düzenleme ile bazı ebeveynler doğmamış bebeklerini geliştirmek, yeteneklerini ve zekalarını arttırmak için bilinmeyen riskleri göze alabilirler ve bu durumda çeşitli şirketler bu süreci kullanabilir. Sonucunda ortaya çıkması muhtemel olan “genetik ayrımcılık” toplumsal yaşantımıza ve kendi benliklerimize geri dönüşümsüz zararlar verebilir.


Yapılan deneylere ve şimdiden doğurduğu sonuçlara bakacak olursak değerli bilim insanı Siddhartha Mukherjee’nin söylediği gibi “Tarih tekerrür eder, bilim ise yankılanır.” Umarız ki ikiz bebekler yankılanan bilim dünyasında bu yankının kurbanı olmazlar ve yaşamın gerektirdiği “normallikle” hayatlarını sürdürürler.







Kaynakçalar

  1. Aysun Balseven, İ. H. (2002). İnsan Genom Projesi: Umut mu, Kabus mu? TTB-STED, 57.

  2. Chen Wang, X. Z. ( 2018). Gene-edited babies: Chinese Academy of Medical Sciences’ response and action. The Lancet Journal, DOI: https://doi.org/10.1016/S0140-6736(18)33080-0.

  3. Gabbatiss, J. (2019, February 22). Gene-edited Chinese babies may have ‘enhanced brains’ scientists say. INDEPENDENT.

  4. Janssens, A. C. (2016). Designing babies through gene editing: science or science fiction? Nature.

  5. Mukherjee, S. (2016). The Gene: An Intimate History. Domingo.

  6. ÖZCAN, A. G. (2007). GEN TEDAVİSİ VE BİYOGÜVENLİK. Türk Hijyen ve Deneysel Biyoloji Dergisi.

  7. Sample, I. (2019, December 31). Chinese scientist who edited babies' genes jailed for three years. The Guardian.

325 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page