İnce Bağırsaklarda Aşırı Bakteriyel Çoğalma SIBO
Nuralem Tozoğlu – Beslenme ve Diyetetik, Sağlık Bilimleri Fakültesi, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi
Bağırsaklarımızda hücre sayımızın 10 katından daha fazla bakteri yaşar. Bağırsak mikrobiyomu bakteriler, mantarlar ve virüsler dahil olmak üzere çok çeşitli organizmalardan oluşur. İnce bağırsaktan kalın bağırsağa doğru ilerledikçe bakteri sayısı artar. İnce bağırsakta gram pozitif ve aerobik bakterilerden daha fazla bulunurken, kalın bağırsak ağırlıklı olarak gram negatif ve anaerobik bakterileri içerir.[1]
SIBO, ince bağırsaklarda anormal ve aşırı bakteriyel çoğalmadır. Hem floranın hem de sayının değişmesidir. Bu çoğalmanın en yaygın risk faktörü ince bağırsağın hareketlerindeki bozukluklardır. Diğer risk faktörleri; diyabetik enteropati, bağ dokusu hastalıkları, divertikül, ince bağırsak yapışıklıklarıdır.[1,2]
İnce bağırsakta aşırı bakteri çoğalmasını önleyen koruyucu faktörler bulunur. Bunlar; antibakteriyel olan mide öz suyu ve safranın salgılanması, bakterilerin bağırsak mukozasına yapışmasını engelleyen peristaltik hareketleri, humoral ya da hücresel bağırsak savunması, patojen olan bakterileri öldüren bağırsak epitelinden müsin üretimi, bakterilerin kolondan ince bağırsağa geri geçişini engelleyen ileoçekal kapağın bulunmasıdır. Bu mekanizmalardan birinin bozulması SİBO ya neden olabilir.[2]
SIBO'nun semptomları spesifik değildir ancak çoğunlukla karın ağrısı, şişkinlik, ishal, gaz ve hazımsızlık görülür. SIBO kadınlarda ve yaşlı bireylerde daha yaygın görülmektedir.Dolayısıyla yaş ve cinsiyet etkiler.[3]
SIBO'lu hastalarda diyare mekanizması; ince bağırsaklardaki geçirgenliğin artması, B12 vitamininin eksikliği ve ince bağırsak mukozasında inflamasyonları içerir.[2]
SIBO'da folat seviyeleri sıklıkla yükselir. Yağ malabsorpsiyonundan dolayı yağda eriyen vitaminlerin (A, D, E, K) eksiklikleri görülebilir. Probiyotiklerin SIBO hastalarında semptomlarını hafifletmede etkili olsada her probiyotik aynı etkinliği göstermeyebilir.[1]
Bu hastalarda disakkaridaz enzim yetersizlikleri de görülebilir. Özellikle laktuloz sindirilemeyebilir ve abdominal şişkinlik, ağrı oluşabilir. Diyetle fermente olabilen oligo-, di-, monosakkaritler ve poliolleri (FODMAP'ler) gaz yapacağı için bu diyet bileşenlerinin kısıtlanması semptomları iyileştirebilir.Düşük FODMAP (fermente olabilen oligosakkaritler, disakkaritler, monosakkaritler ve polioller) diyeti, SIBO için en iyi bilinen diyettir. Lif bakımından zengin olan vegan ve vejetaryen diyetlerin de SIBO semptomlarında etkili olduğu kanıtlanmıştır.[1,2]
SIBO, başta inflamatuar bağırsak hastalıkları olmak üzere dispepsi, rosacea, huzursuz bacak sendromu, ince bağırsak divertikülü, pankreatit, hipotiroidizm, parkinson hastalığı, diyabet, koroner arter hastalığı ve abdominal cerrahi gibi çeşitli hastalık ve durumlarda da görülebilmektedir. Aynı zamanda proton pompa inhibitörlerinin uzun süreli kullanımının da bakterilerde aşırı çoğalmayı yatkın hale getirdiği görülmüştür.[3]
*10 5 CFU / mL'lik (koloni oluşturan birim) SIBO teşhisi için optimum eşik olarak kabul edilir.[4]
İnce bağırsak kültürü, SIBO teşhisinin konulmasında "en iyi tanı yöntemi" olarak yaygın şekilde kabul edilmektedir. Nefes testi de yine güvenli bir tanı yöntemidir. Hidrojen ve metan üreten karbonhidrat substratı yutulur ki bu yaygın olarak glukoz ya da laktulozdur. Bu gazlar dolaşım sonunda akciğerlerle dışarı verilir. Bu testten önce antibiyotiklerden ve laksatiflerden kaçınmaları gerekir. Bir önceki günde fermente olabilen kompleks karbonhidratlardan kaçınılmalı, katı yumuşak diyetle beslenilmelidir. Test günü sigara içmekten kaçınılmalıdır. 90 dakika içinde 20 ppm ve üzeri artış ve 2 saat içinde metan konsantrasyonunda 10 ppm ve üzeri artış tanısal kabul edilebilir. Ancak 1 test kesin teşhis koyamayacağı için ek testler gerekebilir.[3]

SIBO, çölyak hastalığı, irritabl bağırsak hastalığı gibi bazı hastalıkları kötüleştirebilir; skleroderma, obezite gibi bazı hastalıklarda daha yaygın olabilir. İnflamatuar bağırsak hastalıklarında kolondaki inflamasyonun belirteci olan dışkıda kalprotektin düzeylerini artırabilir.[4]
İnflamatuar bağırsak hastalığı olanlarda kanıtlanmıştır ve bakterilerdeki azalma inflamatuar bağırsak hastalığının semptomlarını iyileştirmiştir. SIBO, fonksiyonel bağırsak hastalıkları ve inflamatuar bağırsak hastalıkları olan hastalarda ayırıcı tanı olarak düşünülmelidir.[5]
Aynı zamanda bozulmuş K vitamini metabolizması ile ilişkilidir. Bu nedenle K2 vitamini takviyesi SIBO olan hastalarda koruyucu olarak önerilebilir.[6]
Referanslar
Sharma, A., Zamora, E. A., Manocha, D. 2020. Small intestinal bacterial overgrowth: comprehensive review of diagnosis, prevention, and treatment methods. Cureus, 12(6).
Ghoshal, U. C., Shukla, R., Ghoshal, U. 2017. Small intestinal bacterial overgrowth and irritable bowel syndrome: A bridge between functional organic dichotomy. Gut and Liver, 11(2), 196–208.
Rao, S., Bhagatwala, J. 2019. Small intestinal bacterial overgrowth: Clinical features and therapeutic management. Clinical and Translational Gastroenterology, 10(10).
Losurdo, G., D'Abramo F. S., Indellicati, G., Lillo, C., Lerardi, E., Leo, A. D. 2020. The influence of small intestinal bacterial overgrowth in digestive and extra-intestinal disorders. International Journal of Molecular Sciences, 21(10), 3531.
Borghini, R., Donato, G., Alvaro, D., Picarelli, A. 2017. New insights in IBS-like disorders: Pandora's box has been opened; a review. Gastroenterology and Hepatology from Bed to Bench, 10(2), 79–89.
Ponziani, F. R., Pompili, M., Stasio, E. D., Zocco, M. A., Gasbarrini, A., Flore, R. 2017. Subclinical atherosclerosis is linked to small intestinal bacterial overgrowth via vitamin K2-dependent mechanisms. World J Gastroenterology, 23(7), 1241–1249.