top of page
beyaz logo.png

İnsanlar Irklarının Gerçeği ve Hastalık Çalışmalarındaki Önemi


 

Menşura Feray ÇOŞAR - Moleküler Biyoloji ve Genetik, Fen Edebiyat Fakültesi,İstanbul Teknik Üniversitesi

 

Evrimsel süreçte coğrafi izolasyon ve sert iklimsel değişiklikler sebebiyle yeni biyolojik türler oluşabilmektedir. Irklaşma ise aynı tür içerisinde göreceli olarak küçük morfolojik ve genetik farklılıklar taşıma ile meydana gelmektedir. Gen akışı ve habitat varyasyonu ile birikebilen bu farklılıklar, ırkların oluşumuna sebep olmaktadır. “Irk” kavramı belirli bir canlı türünün alt basamakları olarak nitelendirilebilir. Irklar, aynı türe mensup olup gen frekansları, dolayısıyla fenotip gösterme sıklıkları gibi farklı özellikler gösteren birey topluluklarıdır.


İnsanlar ile genetik benzerliği yüksek olan şempanze (Pan troglodytes) türlerindeki morfolojik farklılıklar incelendiğinde beş farklı ırk gözlemlenmektedir: Batı Afrika'nın Yukarı Gine bölgesindeki P. t. verus, Gine Körfezi bölgesinde (Güney Nijerya ve Batı Kamerun) P. t. ellioti, Orta Afrika'daki P. t. troglodytes, Ekvator Afrika'nın batı kesiminde (çoğunlukla Güney Kamerun) P. t. schweinfurthii ve Orta ve Doğu Ekvatoral Afrika'da ve P. t. marungensis. Şempanzeleri farklı bölgelerde araştıran bilim insanları, Yukarı Gine coğrafyasında Gine Körfezi’nin ayırdığı şempanze popülasyonlarının oldukça keskin genetik farklılıklar taşıdığını ancak Ekvatoral Afrika popülasyonları arasında daha az genetik sınır olduğunu bulmuşlardır [1]. İnsanlarda ise yapılan gözlemler cilt rengi gibi adaptif özelliklere dayanılarak ırklaşma fikrini doğurmuştur ancak bu tarz adaptif özellikler tamamen yaşanılan çevreye uyum göstermenin bir sonucu olup genetik açıdan büyük farklar içermemektedir. Irkı tanımlayabilmek, uyarlanabilir bir özelliği diğerine tercih etme gibi nesnel bir kriter ile mümkün olmamaktadır. Yapılan güncel çalışmalar insan ırkı olarak yanlış gruplanan bu farklılıkları insan popülasyonlarının evrim ağacındaki ayrı dalları olarak nitelendirmektedir [2]. Sahra altı Afrikalılar; Avrupalılar, Yakın ve Orta Doğulular ve Orta Asyalılar; Doğu Asyalılar; Pasifik popülasyonları ve Kızılderililer üzerinde yapılan araştırmada beş ayrı gruba ait genetik soy benzerlikleri karşılaştırılmıştır. Yapılan inceleme sonucu genetik soyun sadece bir gruptan geldiği sonucuna varılmıştır [2,3].

Şekil 1: Dünyada görülen “ırk” etiketlerinin dağılımını göstermektedir [4].


İnsanlar arasında görülen bu farklılığın sebebi olarak; zorlu iklim şartlarının beraberinde getirdiği göçle farklı coğrafyalara dağılım ve coğrafi izolasyon etkisi ile oluşan farklılaşma gösterilmiştir. Eski fosiller ve günümüz toplulukları arasında yapılan incelemeler, benzerlikler ortaya koymaktadır. Güney Sibirya'daki Denisova Mağarasında bulunan bir fosilin parmak kemiğinden çıkarılan DNA üzerinde yapılan incelemeler sonucu, günümüz Melanezyalıların genomlarında genetik materyalin % 4-6’sı örtüşmektedir [5].

Dünya çapındaki elli iki popülasyondan elde edilen genetik veriler kullanılarak yapılan ve genetik varyasyonun küresel modellerini inceleme amacı taşıyan çalışma sonunda, popülasyonların % 93-% 95 oranında genetik varyasyon barındırabileceğini ancak sadece % 3 -% 5'in gruplar arası varyasyondan kaynaklandığı öne sürülmüştür [6].


İnsanlarda ırklaşma kavramının sadece genetik farklılaşma olarak nitelendirilmesi ve farklı popülasyonların ortak genomik benzerlikleri üzerinde çalışmalar yapılmasının yanı sıra günümüzde “ırk” olarak yanlış bir etikete dayandırılan bu farklılıklar sosyolojik bir kavram olmanın ötesinde, pek çok hastalığı aydınlatabilmek için de ele alınmıştır. Genellikle belirli etnik gruplara özgü görülen nadir hastalıklar bu konuya önemli bir örnektir.


Nöromiyelitis optika spektrum bozukluğunda yapılan ırksal farklılık analizlerinde ortalama hastalık süresi 8 yıl olarak tespit edilmiştir. Hastalığın başlangıç yaşı Asyalı ve Afro-Amerikan hastalarda 36 , Afro-Avrupalı ​​hastalarda 33 ve Kafkas hastalarda 44’ tür. Hastalık seyri sırasında, beyin / beyin sapı tutulumu oranları Kafkas hastalarında % 23, Asyalı hastalarda % 42 ve Afro-Amerikan / Afro-Avrupalı hastalarında % 38’dir [6].

Şekil 2: Nöromiyelitis optika spektrum bozukluğunda yapılan ırksal farklılık analizlerinde Asyalı, Afro-Amerikan/ Afro-Avrupalı ve Kafkasyalı insanlarda hastalığın başlangıç yaşını ve frekansını göstermektedir [6].


En yaygın kronik iltihaplı deri hastalığı olan Atopik dermatitte (AD), deri ve kan fenotiplerde görülen farklılıkların farklı ırklara ait bireylerdeki varlığı üzerinde yapılan bir çalışmada Atopik dermatit oranı Hindistan, Kuzey ve Doğu Avrupa'nın aksine Afrika ve Okyanusya'da daha yüksek orandadır. Deri pH'ı ve epidermal hidrasyonun düzenlenmesi dahil olmak üzere, deri bariyer fonksiyonunun ve epidermal terminal farklılaşmasının merkezi bir bileşeni olan epidermal bariyer proteini filagrinin kusurlu bir ekspresyonuna sebep olan FLG genindeki işlev kaybı mutasyonları ; şu anda AD'nin gelişimi için en iyi çalışılmış genetik risk faktörleridir. Atopik dermatite sahip Avrupalı ​​hastaların % 50'sinde ve Asyalı hastaların % 27'sinde FLG işlev kaybı mutasyonları bulunsa da FLG mutasyonları, şiddetli hastalarda bile, Afrikalı Amerikalılarda Avrupalı ​​Amerikalı hastalara göre 6 kat daha az yaygındır. FLG mutasyonlarının, Afrika kökenli hastalarda, Avrupa veya Asya kökenli bireylere göre daha az patojenik bir etkiye sahip olduğu düşünülmektedir. Farklı etnik kökenler arasında bağışıklık polarizasyonunda da önemli farklılıklar vardır. Afrikalı Amerikalı ve Avrupalı ​​Amerikalı hastalar, Asyalı hastalara göre daha zayıf TH17 / TH22 hücreleri aktivasyonuna sahipken, Afrikalı Amerikalı hastalar büyük ölçüde TH1 ve TH17 aktivasyonundan yoksundur. Afrikalı Amerikalı hastalar tüm gruplar arasında en yüksek IgE antikoru seviyelerine sahiptir [7].


Şekil 3: Egzama prevalansının dünya haritasını temsil etmektedir. 96 ülkedeki 230 merkezden 663.256 katılımcıya dayanan veriler ülke başına ortalama yaygınlık baz alınarak renklendirilmiştir [7].


Afrika’dan başlayan ve dünyaya yayılan insan varlığı farklı coğrafyalarda farklı şartlarda hayata adapte olmuş, bu doğrultuda farklı özellikler edinmiş, popülasyonları birbirinden farklılaşmıştır. İnsanlar için yapılan “ırk” tanımlaması, sosyolojik ve politik bir etiket olarak kullanılsa da genetik açıdan yanlış olup popülasyonlardaki farklılar tamamen varyant olarak nitelendirilebilir. Bu farklı varyantlar çoğu hastalığın anlaşılması için karşılaştırılabilen öğeler olarak araştırmalara konu olmuştur.





Referanslar

  1. Gonder, M. K., Locatelli, S., Ghobrial, L., Mitchell, M. W., Kujawski, J. T., Lankester, F. J., Stewart, C. B., & Tishkoff, S. A. (2011). Evidence from Cameroon reveals differences in the genetic structure and histories of chimpanzee populations. Proceedings of the National Academy of Sciences of the United States of America, 108(12), 4766–4771. https://doi.org/10.1073/pnas.1015422108

  2. Templeton A. R. (2013). Biological races in humans. Studies in history and philosophy of biological and biomedical sciences, 44(3), 262–271. https://doi.org/10.1016/j.shpsc.2013.04.010

  3. Tetushkin, E. Y. (2001). Russian Journal of Genetics, 37(8), 853–867. doi:10.1023/a:1016735029740

  4. Climatic Chart of the World, Showing the Distribution of the Human Race and the Animal and Vegetable Kingdoms. (2021). Retrieved 8 April 2021, from https://www.davidrumsey.com/luna/servlet/detail/RUMSEY~8~1~295910~90066825:Climatic-Chart-of-the-World,-Showin

  5. Reich, D., Green, R. E., Kircher, M., Krause, J., Patterson, N., Durand, E. Y., Viola, B., Briggs, A. W., Stenzel, U., Johnson, P. L., Maricic, T., Good, J. M., Marques-Bonet, T., Alkan, C., Fu, Q., Mallick, S., Li, H., Meyer, M., Eichler, E. E., Stoneking, M., … Pääbo, S. (2010). Genetic history of an archaic hominin group from Denisova Cave in Siberia. Nature, 468(7327), 1053–1060. https://doi.org/10.1038/nature09710

  6. Kim, S., Mealy, M., Levy, M., Schmidt, F., Ruprecht, K., & Paul, F. et al. (2018). Racial differences in neuromyelitis optical spectrum disorder. Neurology, 91(22), e2089-e2099. doi: 10.1212/wnl.0000000000006574

  7. Brunner, P., & Guttman-Yassky, E. (2019). Racial differences in atopic dermatitis. Annals Of Allergy, Asthma & Immunology, 122(5), 449-455. doi: 10.1016/j.anai.2018.11.015



151 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page