top of page
beyaz logo.png

Kötü Çocuk HIV Ağır Kombine İmmün Yetmezliğine Umut Oldu


 

Büşra Pilekoğlu - Moleküler Biyoloji ve Genetik Lisans Öğrencisi, Başkent Üniversitesi

 

Ağır Kombine İmmün Yetmezliği %2-%1 canlı doğumda bir görülür ve tam sıklığı belli değildir. Son 20 yılda ağır immün yetmezliklerin bazı formlarının genetik temeli tanımlanmıştır ve altta yatan hasara göre nakil rejimlerinde değişik modifikasyonlar yapılmaktadır.Bulgular birçok hastada yaşamın 6. ayından itibaren görülmeye başlar. Geçtiğimiz aylarda bu hastalığa bir tedavi daha bulundu. Tedavinin yapım aşamasındaki içerik insanları ürkütse de sonuçlar beklenilmeyecek derecede güzel.



Ağır Kombine İmmün Yetmezlik


Ağır Kombine İmmün yetmezlik hayatın ilk yılında belirti ve bulguları ile ortaya çıkar. Ağır bir primer immün yetmezlik nedenidir. Çok hafif enfeksiyon yapan mikroplara karşı bile bağışıklık sisteminin yanıtı yeterli değildir. Ağır Kombine İmmün yetmezliklerde T lenfositlerinin fonksiyonları yetersizdir. Ancak bu hastalığın genetik nedenlerine bağlı olarak B lenfositler ve Doğal Öldürücü hücreler (Natural Killer) de etkilenebilir. Bu hücrelerin vücudumuzun bakterilere, virüslere ve mantarlara karşı savunmasında çok önemli rolleri bulunmaktadır. Ağır enfeksiyonlar nedeniyle ilk yaş içerisinde yaşamlarını kaybedebilirler. Kök hücre nakli hayat kurtarıcı olabilir. Bu nedenle tarama programları ile bu hastaların semptomları (enfeksiyon belirtileri) ortaya çıkmadan tanınmaları önemlidir. Kök hücre nakli ne kadar erken yapılırsa sonuçları da o kadar iyi olduğu bilinmektedir. Ağır Kombine İmmün yetmezliklerin bir çok formu vardır. En sık olan şekli X kromozomu üzerindeki genlere bağlı bozukluktan kaynaklanmaktadır. Bu durumda sadece erkeklerde görülürken resesif formları her iki cinsi de etkilemektedir. Adenozin Deaminaz (ADA) eksikliği ve diğer genetik mutasyonlar da Ağır Kombine İmmün yetmezliklerin farklı formlarını oluşturur.


Ağır Kombine İmmün yetmezliği olan hastalarda sık ve ağır enfeksiyon geçirmelerinin yanında büyüme gelişme geriliği, egzema, pamukçuk gibi bulgular da olabilir.Bu hastalıkların tanısı daha çok diğer primer immün yetmezliklerde olduğu gibi ağır enfeksiyonlar nedeniyle hastane yatışları sırasında olmaktadır.Bazı enfeksiyon ajanları ile gelişen klinik tablolar Ağır Kombine İmmün yetmezliği akla getirmelidir.


Ağır Kombine immün yetmezliğinin erken tanısı çok önemlidir.Bu nedenle tarama programlarına önem verilmesi gerekmektedir. Tanısal testlerde T ve B lenfositleri ile NK hücreleri akım sitometrisi ile belirlenmeye çalışılır. Fonksiyonel testler ve serum Ig düzeyleri tespit edilir.


Ağır Kombine İmmün hastalığı aynı zamanda balon çocuk hastalığı olarak da adlandırılır. SCID, interlökin-2 reseptör alt birim gamadaki (IL2RG) bir mutasyondan kaynaklanır. Normal bağışıklık fonksiyonu için gerekli olan bir proteini üreten gen. Halen, SCID-X1'in en iyi tedavisi doku eşli kardeş donörü ile kemik iliği naklidir. Ancak SCID-X1 hastalarının yüzde 80'inden fazlası bu tür donörlerden yoksundur.Diğer donörlerin kan kök hücrelerine güvenmeleri gerekir. Bu işlemin SCID-X1'i iyileştirme olasılığı daha düşüktür ve tedaviyle ilgili ciddi yan etkilere yol açma olasılığı daha yüksektir.


Gen terapisi, hastaların kemik iliğinin toplanmasını, ardından IL2RG geninin doğru bir kopyasını, hastaların kan kök hücrelerinin genomuna (DNA) yerleştirmek için bir vektör olarak bir virüs kullanarak gerçekleştirildi.Hücreler daha sonra dondurulmuş ve kalite testlerinden geçirilmiştir. Genle düzeltilmiş kan kök hücrelerinin hastalara geri infüze edilmesinden önce, bebekler iki günlük düşük doz busulfan aldılar ve dozlar her hastanın ilacı işleme yeteneğine göre ayrı ayrı belirlendiler.



HIV-AIDS


HIV(İnsan İmmün Yetmezlik Virüsü)enfeksiyonu etken virüsün etkisiyle bağışıklık sisteminin giderek baskılandığı kronik bir enfeksiyon hastalığıdır. AIDS(Kazanılmış Bağışıklık Yetmezliği Sendromu), kişiye HIV’in(İnsan Bağışıklık Yetmezlik Virüsü )bulaşması sonucunda oluşan ve kişinin bağışıklık sistemini etkileyen çok ciddi ve öldürücü bir hastalıktır. Virüs, hasta kişi ile korunmasız (kondom, kılıf, kaput, prezervatif kullanılmadan) yapılan her türlü (oral, vajinal, anal) cinsel ilişki ile ortak kullanılan kirli enjektör veya cerrahi malzemelerle, test edilmemiş kan ve kan ürünleriyle, hasta anneden bebeğe gebelik sırasında, doğum sırasında ve emzirme ile bulaşır.


HIV /AIDS; sosyal öpüşme, dokunma, tokalaşma, sarılma, el sıkışma, aynı ev, işyeri ve odada bulunma, yüzme havuzu, banyo, duş, genel tuvalet, hamam, havuz, sauna paylaşımı, aynı telefonu kullanma, sigarayı paylaşma, giysilerin ortak kullanımı, tabak, çatal, kaşık, bıçak, bardak paylaşımı, sinek sivrisinek, böcek sokması, hayvan ısırması, evcil hayvanlarla aynı ortamda bulunma ile bulaşmaz.


Hastalığın nedeni lentivirus ailesine mensup bir retrovirüstür. HIV iki majör viral türe sahiptir.HIV tip 1(HIV-1)ve HIV tip 2(HIV -2)çeşitleri olan virüsün pandemisinden sorumlu olan HIV-1’dir.


HIV/AIDS hastalığında henüz virüsün vücuttan atılmasını sağlayabilecek tedavisinin olmayışı ve aşı çalışmalarının da devam ediyor olması nedeni ile hastalığın yayılmasının kontrolünün zor olabileceği düşünülmektedir.Ayrıca yaşam kalitesini artırıp, yaşam süresini uzatan tedavilerin bulunması, fırsatçı enfeksiyonların önlenmesinin önemi ve tedavisinde kullanılan ilaçların yan etkilerinin ortaya çıkması ve ilaçların yüksek maliyetli olması erken dönemde HIV enfeksiyonuna özel bir önemin verilmesini ve hastalıkla ilgili eğitimlerin, bilgilendirmelerin hızla yapılmasını kaçınılmaz kılmaktadır.Tek eşlilik ve ilişki sırasında kondom kullanılması, kan ürünlerinin transfüzyonlarında gerekli testlerin ve taramaların yapılması(Bakanlığımızca 1986 yılında tüm kan ve kan ürünleri HIV yönünden taranmasına ilişkin genelge yürürlüğe koyulmuştur.),enjektör ve cerrahi malzemelerinin steril veya tek kullanımlık olmasına dikkat edilmesi gerekir.Emzirme yoluyla da HIV/AIDS hastalığı geçebilmektedir.Gebede bu hastalık varsa bebeğini emzirmemeli, anne ve bebek için koruyucu tedavi uygulanmalıdır.


HIV pozitif kişinin partneri olmak, korumasız cinsel ilişkiye girmek, damar içi ilaç bağımlısı olmak, ortak enjektör kullanımına maruz kalmak risk oluşturmaktadır. Ayrıca, HIV pozitif gebelerin bebekleri, riskli temas öyküsü bulunan kişiler risk altındaki gruplardır.


Hem ağır kombine immün hastalığı hemde HIV virüsü ile bilgi edindiğimize göre HIV’in ağır kombine immün hastalığını nasıl tedavi ettiğini öğrenelim;


Jude Çocuk Araştırma Hastanesi'nde geliştirilen gen terapisi, X'e bağlı ciddi kombine immün yetmezlik(SCID-X1)ile doğan bebekleri tedavi etti. Çocuklar ilk kez T hücreleri, B hücreleri ve doğal öldürücü(NK)hücreler dahil fonksiyonel immün hücreler üretiyorlar“ Artık bu hastalar, aşılara cevap veren ve dünyayı keşfederken ve normal yaşamlar yaşarken enfeksiyonlardan korunmak için ihtiyaç duydukları tüm bağışıklık hücrelerini yapmak için bağışıklık sistemlerine sahip küçük çocuklar.Bu, SCID-X1 hastaları için bir ilktir”dedi. Jude Kemik İliği Transplantasyonu ve Hücresel Terapi Bölümü. Hastalar, St.Jude kampüsünde bulunan İyi Üretim Uygulamaları tesisi Çocuk GMP LLC'de üretilen gen terapisi ile San Francisco'daki St.Jude ve UCSF Benioff Çocuk Hastanesi San Francisco'da tedavi edildi. Çocuklar, en sık rastlanan SCID türü olan ve bazen “balon çocuk” hastalığı olarak adlandırılan nadir görülen, yaşamı tehdit eden genetik bir hastalık olan SCID-X1 ile yeni tanı konmuş bebeklerin devam eden klinik bir araştırmasına dahil edildi. İsim, çok az veya hiç bağışıklık koruması olmadan doğmuş olan hastaları korumak için alınan önlemlere referanstır.Tedavi edilmeyen hastalar genellikle yaşamın erken döneminde ölür.


On bebek deneysel tedavi aldı. St.Jude Hematoloji Anabilim Dalı Başkanı MD Brian Sorrentino tarafından yürütülen araştırmada geliştirilmiştir. Üst düzey yazar ve yazının yayına sunulmasından sonra öldü.


UCSF, donör kök hücrelerinin büyümesi kemik iliğinde yer açmak için yaygın olarak kullanılan kemik iliği naklinde kullanılan bir kemoterapi ajanı olan hedeflenen busulfan dozunun dahil edilmesiyle St.Jude protokolünde önemli bir rol oynadı.“UCSF'de geliştirilen bir modele dayalı çok düşük dozlarda busulfan eklenmesinin, standart dozlarla ilişkili yan etkilere neden olmadan kemik iliğinde genle düzeltilmiş kök hücrelerin tutulumunu arttırdığını bulduk”dedi. UCSF bir pediatri profesörü ve denemenin baş araştırmacısı UCSF'de, dört bebekten birinin tedavi edildi.


Gen terapisi, hastaların kemik iliğinin toplanmasını, ardından IL2RG geninin doğru bir kopyasını, hastaların kan kök hücrelerinin genomuna(DNA)yerleştirmek için bir vektör olarak bir virüs kullanarak gerçekleştirildi.Hücreler daha sonra dondurulmuş ve kalite testlerinden geçirilmiştir.Genle düzeltilmiş kan kök hücrelerinin hastalara geri infüze edilmesinden önce, bebekler iki günlük düşük doz busulfan aldılar ve dozlar her hastanın ilacı işleme yeteneğine göre ayrı ayrı belirlendiler.



Gen Tedavisi Sonuçları


Hastaların çoğu bir ay içinde hastaneden taburcu edildi.Üç aylık tedavi süresince, ikinci bir gen tedavisi dozu gerektiren bir hastanın dışındaki kanda genle düzeltilmiş bağışıklık hücreleri mevcuttu. Bağışıklık hücreleri, enfeksiyonlarla savaşmaya yardımcı olan T hücrelerini ve NK hücrelerini içermiştir.Gen tedavisi ile tedavi edilen SCID-X1 bebekleri için bir ilk olan antikor üreten B hücreleri de mevcuttu.


Gen tedavisi öncesi enfeksiyonlu olan hastalar iyileşti. Hepsi normal şekilde gelişiyor ve büyüyor. Hiçbiri, tedavinin etkinliğinin bir göstergesi olan gen tedavisi aldığı için yaşamı tehdit eden bir enfeksiyon geliştirmedi.Hiçbir hasta, SCID-X1 için önceki gen tedavisinin bir yan etkisi olan lösemi geliştirmedi.


Cowan, “Tedavinin geç etkilerini değerlendirmek için daha uzun takip gerekli olsada, bu sonuçlar, bu gen terapisi ile tedavi edilen hastaların çoğunun, yan etkileri olmadan tam bir dayanıklı bağışıklık tepkisi geliştireceğini ortaya koyuyor”dedi.


Jude gen terapisi, bölünmeyen hücreleri enfekte edebilen bir lentivirüs olan insan immün yetmezlik virüsü üzerinde modellenmiştir.Araştırmacılar, lentivirüsün, IL2RG'nin normal bir kopyasını hastanın kan kök hücrelerine feribot etmesi ve kendiliğinden inaktif olması için yeniden tasarladı .






Kaynakça

1-)Türkiye Ulusal Allerji Ve Klinik İmmunoloji Derneği- allerji ve bağışıklık sistemi hastalıkları

2-)Sted-2004,cilt-13,sayı-9,sayfa-349

3-)Klug Cummings Spencer Palladino,11.baskı,sayfa-738

4-)Sağlık Bakanlığı,bulaşıcı hastalıklar,liste-6

5-) https://www.stjude.org/media-resources/news-releases/2019-medicine-science-news/st- jude-gene-therapy-cures-babies-with-bubble-boy-disease.html

6-) https://onedio.com/haber/balon-cocuk-david-vetter-in-ilginc-oldugu-kadar-aci-veren- hikayesi-623245

7-) https://onedio.com/haber/tarihe-gecti-londrali-hasta-hiv-virusunden-tamamen-kurtarilan- ikinci-insan-oldu-863980

8-) https://onedio.com/haber/tarihe-gecti-londrali-hasta-hiv-virusunden-tamamen-kurtarilan- ikinci-insan-oldu-863980

477 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Nöroblastom

bottom of page