Kateter İlişkili Üriner Sistem Enfeksiyonları
Kemal Yılmaz - İzmir Bakırçay Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Hemşirelik Esasları Bilim Dalı Yüksek Lisans Öğrencisi, Ege Üniversitesi Hastanesi Acil Tıp Hemşiresi
Hastaneye kabul zamanında inkübasyon döneminde olmayan ve 48-72 saat sonra, taburcu olduktan 10 gün sonra ya da ameliyat olduktan 30-90 gün sonra ortaya çıkan enfeksiyonlara hastane enfeksiyonu denir. Bu enfeksiyonlar, tüm sterilizasyon ve dezenfeksiyon önlemlerine rağmen halen ciddi sağlık sorunlarından biridir. Hastanede yatış süresinin uzamasına, ek tedaviler ile maliyetin artmasına sebep olur. Aynı zamanda primer hastalığın prognozunun kötüleşmesi, morbidite ve mortalitenin artmasına sebep olmaktadırlar. [1,2]
Yoğun bakım ünitelerinde takip edilen hastalar uzun süre hastanede kalmaktadır. Bu süreçte profilaktik geniş spektrumlu antibiyotik tedavisi uygulanmakta ve girişimsel işlemlere daha çok maruz kalmaktadırlar. Bu yüzden, yoğun bakım ünitelerinde yatan hastalarda daha yüksek oranda ve daha dirençli enfeksiyonlar tespit edilmektedir. Hastanede yatarak tedavi almakta olan hastaların %5-10’unda hastane enfeksiyonu saptanmaktadır. İmmün direncin gelişimini tamamlayamadığı erken yeni doğanlar, yaşlılar, immünsuprese hastalar, travma sonrası takip edilenler, kanser öyküsü bulunanlar, beslenme bozukluğu olanlar ve geniş yüzey alanını etkileyen yanıklara sahip olan hastalar hastane enfeksiyonlarına daha fazla maruz kalmaktadır. Üriner sistem enfeksiyonları, kateter enfeksiyonları, ventilatör ile ilişkili enfeksiyonlar ve cerrahi alan enfeksiyonları ise bu ünitelerde takip edilen hastalarda en sık saptanan enfeksiyonlardandır. [3]
Üriner kateterler insan hayatında çok yaygın olarak kullanılmaktadır. Hastaneye yatan hastaların %15-25'ine en az bir kez üretral kateter uygulandığı ve üretral kateter kullanım sıklığının son yıllarda arttığı bildirilmektedir. Nozokomiyal üriner sistem enfeksiyonlarının yaklaşık %60-80’i katetere bağlı gelişmektedir. Kateter ilişkili idrar yolu enfeksiyonları Amerika Birleşik Devletleri'nde tüm sağlık ilişkili enfeksiyonların %40'ını oluşturmaktadır. Sağlık kuruluşlarında sağlık bakım hizmetinin kalitesini gösteren önemli bir ölçütlerden bir tanesi nozokomiyal enfeksiyonlardır. Ülkemizde yapılan çalışmalarda nozokomiyal üriner sistem enfeksiyonları diğer hastane enfeksiyonları arasında %20-49 arasında değişen oranlarda bulunmuştur. Ülkemizde yapılan en kapsamlı çalışmada nozokomiyal üriner sistem enfeksiyonları prevalansı %1.7 olarak belirlenmiş ve bu enfeksiyonların %65.3'ü üriner kateter ile ilişkili bulunmuştur. Yapılan araştırmalarda, üriner sistem enfeksiyonlarının üriner kateter kullanımı ile doğrudan ilişkili olduğu gösterilmiştir. Nozokomiyal enfeksiyonlar içerisinde sıklık açısından birinci sırada yer almaktadır. Kateter ilişkili enfeksiyonlar sık görülen bir komplikasyon olsa da Dünya Sağlık Örgütü’ne göre önlenebilir bir komplikasyondur. [2-7]
Üriner kateter enfeksiyonlarının sağlık sistemleri üzerinde mali bir yük oluşturduğu bilinmektedir. Bu maliyet ABD’de 400 milyon doların üstüne çıktığında hükümet üriner katatere bağlı enfeksiyonların azaltılması için yeni protokoller oluşturulabilmesi ve çalışma yapılmasını finanse etmeyi planlamıştır. Birçok kurum, hasta sonuçlarını iyileştirmek için bilimsel kanıtlara dayalı bakımı standartlaştırmak için kataterizasyon protokol etütlerine dayalı kurallar oluşturmuşlardır. [2-5]
Üretral kateterler tıbbi bakımın önemli bir kısmını oluşturur. Ancak konak savunma mekanizmalarını bozan ve mikroorganizmaların steril alanlara girerek çoğalmasına izin veren araçlardır. Çalışmalarda, dört gün ve üzerindeki sürelerde takılı kalan kateterli hastalarda %
50’ye yakın oranlarda bakteriüri geliştiği görülmüştür. Bakteriüri riski her kateter günü %5 artmaktadır. [4]
Kateterle ilişkili üriner sistem enfeksiyonları için risk faktörleri olarak; bakım hataları, drenaj torbasının mikrobiyal kolonizasyonu, üriner kataterin işlem sırasında kontaminasyonu, uzun süreli kateterizasyon, drenaj torbasında mikroorganizma kolonizasyonu (değiştirme ve boşaltma sırasında oluşan), başka bir alanda aktif enfeksiyon varlığı, kateterin kalış süresi, meatus kolonizasyonu, operasyon odası dışında kateter takılması, diyabetes mellitus, başka bir alanda aktif enfeksiyon varlığı, kadın cinsiyet, hastalığın şiddeti sayılabilir. [1-4]
Kanıta dayalı üriner katater bakım paketleri geliştirilirken en önemli faktör hemşiredir. Bu nedenle hemşirelerin üriner kateter enfeksiyonlarının önlenmesinde katkısı büyüktür. Kanıt düzeyi çalışmalarında üriner katater kaynaklı enfeksiyonların hemşireler tarafından önlenebilir en sık enfeksiyon olduğu Kanıt Düzeyi D olarak belirlenmiştir. Hasta bakımı ve tedavisinin sürdürülmesinde önemli görevler üstlenen hemşirelerin enfeksiyon kontrol önlemlerine uyumlu olmalı ve bilgi eksikliğine sahip olmamalıdır. Çünkü bu durum mikroorganizmaların çoğalmasına ve enfeksiyonun yayılmasına yol açabilmektedir. 2017 yılında New York’ta Stony Brook Üniversitesinde yapılan araştırmada kateter takılması sırasında kanıta dayalı protokoller takip edilirse üriner katatere bağlı enfeksiyon vakalarının %70'e kadar önlenebileceği sonucuna varılmıştır. [6]
En etkili üriner katater enfeksiyonu azaltma stratejileri, mümkün olan her yerde üriner kateter kullanımını önlemek ve üriner kateteri uygun olan en erken sürede kaldırmaktır.
Referanslar
1. Karadağ Arlı Ş, Bakan A.B. Kateter İlişkili Üriner Sistem Enfeksiyonları Kontrol Önlemlerine Yönelik Hemşirelerin Bilgi ve Tutumlarının Değerlendirilmesi. Hacettepe Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Dergisi 2020; 7(1): 1-7. DOI: 10.31125/hunhemsire.715021
2. Ak Seyhan E, Kandemir D. Kateter ile İlişkili Üriner Sistem İnfeksiyonları ve Hemşire Yönetimli Kateter Çıkarma Protokolleri. Cumhuriyet Üniv. Sağ. Bil. Enst. Derg. 2018 (3)1: 27-32
3. Eren F, Öngün G. Nöroloji Yoğun Bakım Ünitesinde Bir Yıllık Hastane Enfeksiyonu Oranları: Patojenik ve Klinik Değerlendirme. Turk J Neurol 2017;23:205-210
4. Dudeck et al. Am J Infect Control 2011;39:798‐816
5. Giles M, Graham L, Ball J, et al. Implementation of a multifaceted nurse-led
intervention to reduce indwelling urinary catheter use in four Australian
hospitals: A pre- and postintervention study. J Clin Nurs. 2019;29:872–886.
6. An intervention to improve the catheter associated urinary tract infection rate
in a medical intensive care unit: Direct observation of catheter insertion procedure. Janet M. Galiczewskia, Kathleen M. Shurpina. Intensive and Critical Care Nursing 40 (2017) 26–34.
7. Assessment of Perceptions and Practices of the Nurses to Prevent Indwelling Catheter Associated Infection; Jinnah Hospital Lahore, Pakistan. G. Anwar et al. (2017) Int. J. Appl. Sci. Biotechnol. Vol 5(2): 150-158.
8. Kapak Resmi https://www.anadolusaglik.org/hastane-olanaklari/ileri-saglik- teknolojileri