Kronik Böbrek Yetmezliğinde Beslenmenin Önemi ve Etkileri
Güncelleme tarihi: 30 Tem 2020
Yeşim Köylüoğlu, Yeditepe Üniversitesi, Beslenme ve Diyetetik
Kronik Böbrek Yetmezliği ve Buna Neden Olan Etmenler
Kronik böbrek yetmezliği Türkiye’de olduğu kadar dünyada da birçok insanın sahip olduğu ve her geçen gün artış gösteren bir hastalıktır. Kronik böbrek yetmezliği bazı eşlikçi hastalıklar tarafından da tetiklenebilir ve erken müdahale önem taşımaktadır. Kronik böbrek yetmezliği sonucu gelişen son evre böbrek yetmezliğinin ile görülen ölüm sayılarında da fazlaca gözlemlenen artış sonucu kronik böbrek yetmezliğine sebep olabilecek etmenler ortadan kaldırılması şart olmuştur. [1]
Kronik böbrek yetmezliği glomerüler filtrasyon değeri (GFD) ile takip edilir ve bu değere bağlı olarak 5 evrede takip edilir ve ilerler. İlk evrede glomerüler filtrasyon değeri (GFD) 90 ml/dak. 1,73 m2 ve üzerindedir. Bu değer normal veya artmış olarak tanımlanır. İkinci evrede GFD hafif azalmıştır ve böbrekte hasar tespit edilmiştir. Bu evrede GFD 60-89 ml/dak. 1,73 m2 arasında bulunur. Üçüncü evrede orta düzeyde GFD azalması söz konusudur ve GFD değeri 30-59 ml/dak. 1,73 m2 arasında bulunur. Dördüncü evrede ise ağır şekilde azalmış bir GFD tablosu vardır bu değer 15-29 ml/dak. 1,73 m2’e kadar düşmüştür. Beşinci ve son evre olan böbrek yetmezliğinde de GFD 0-15 ml/dak. 1,73 m2 arasındadır ve son evre böbrek yetmezliği olarak tanımlanır. Son evre böbrek yetmezliğine sahip hastalar diyalize girmek zorundadır ve böbrek nakli şarttır.
Kronik böbrek yetmezliğinin 5 evresinin sonuncusu olan son evre böbrek yetmezliğine sebep olan başlıca 3 etmen bulunmaktadır. Bu 3 etmeni diyabet mellitus, hipertansiyon ve glomerüler rahatsızlıklar oluşturmaktadır. Kronik böbrek yetmezliği (KBY) sonucu artmakta olan ölüm oranları bu 3 etmenin yanı sıra hastanın ilerlemiş yaşı, beslenmesini aksatması ve eşlikçi bazı hastalıklar sebep olabilmektedir. [2]

Doğru Beslenme ve Kronik Böbrek Yetmezliği
Her hastalıkta olduğu gibi kronik böbrek yetmezliğinde de hastanın düzenli ve yeterli bir şekilde beslenmesi hastalığın seyrinde önem arz etmektedir. Böbrek yetmezliği beslenme ile engellenemese de ilerlemesinin hızını azaltmak düzenli bir beslenme ile sağlanabilmektedir. Aşırı kilo kaybı ve kilo alımına engel olacak şekilde uygun enerji ve protein alımı, yeterli sıvı tüketimi ve eşlikçi hastalıkların da ihtiyaçları göz önünde bulundurarak örnek bir beslenme düzeni hasta tarafından takip edilmelidir ve gözlemlenmelidir. Karbonhidrat, protein ve yağdan oluşan makro besin ögeleri haricinde diyetteki sodyum miktarı da önemli bir role sahiptir. Diyetle alınan sodyumun hipertansiyon ve böbrek yetmezliği üzerinde direkt etkisi vardır ve sodyum alımı genellikle beslenmede sınırlandırılır. Bu sınırlandırma ile vücutta aşırı sodyum birikimi engellenir ve fazla sodyumun hipertansiyonun yanında ödem ile birlikte kalp yetmezliğine kadar oluşturabileceği sonuçlardan kaçınmak mümkün kılınır. Sodyum içeren bazı besinler şöyledir: Zeytin, kraker, turşu, işlenmiş etler, salamura, konserve. Bu besinlerin yanı sıra tuz da hastanın durumuna göre tamamen ya da büyük bir oranda kısıtlanmalıdır. Bir diğer etken de fosfor miktarıdır. Fosfor hasta böbrekte dengelenemez ve toksik miktarlara çıkabilir. Böyle bir durumda sodyumda olduğu gibi fosfor da hastanın diyetinden elimine edilmelidir. Fosfor içeren besinlerde genellikle protein değerleri yüksektir. Et, süt, peynir, yoğurt ve sakatat gibi besinler fosfordan zengindir. [3]
Sonuç
Kronik böbrek yetmezliği ciddi ölüm oranlarına sahip olmakla birlikte her geçen gün dünyada sayısı artarak ilerleyen bir hastalık konumuna gelmiştir. 5 evreden oluşan ve ilk evrelerde belirtisiz geçebilen kronik böbrek yetmezliği önüne geçilinebilirken geçilmesi için hastalık riski yüksek olan insanların kendilerini bilip bilinçli bir şekilde takip etmesi hayati önem taşımaktadır çünkü son evreye geçmiş böbrek yetmezliği diyalize bağlı bir yaşama başlamakta ve böbrek nakline ihtiyaç duymaktadır. Böbrek yetmezliği riski bulunan hastalar genellikle hipertansiyon başta olmak üzere günümüzde hızla artan ve ilerleyen diyabet mellitus gibi eşlikçi hastalıklara sahiptir. Hatta bu eşlikçi hastalıklar kronik böbrek yetmezliğine direkt sebep olarak gösterilebilmektedir. Bu sebeple beslenme çok önemli bir yerdedir. Hastalığın seyrini yavaşlatmak ve hatta böbrek yetmezliği gelişmeden engellemek beslenme ile mümkün olabilmektedir. Yeterli enerji, protein, sıvı, fosfor, kalsiyum ve sodyum alımı ile diyetisyen ve doktor takibinde hastalar sağlıklı bir hayat sürdürebilmektedir.
Referanslar
1)Erişim Adresi: https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC3771350/pdf/nihms433065.pdf
Caroline S. Fox, 2012, Associations Of Kidney Disease Measures With Mortality And End- Stage Renal Disease İn İndividuals With And Without Diabetes: A Meta-Analysis
2)Erişim Adresi: http://www.firattipdergisi.com/pdf/pdf_FTD_692.pdf
Ferdi Seyyid Taş, Kuddusi Cengiz, Emre Erdem, Ahmet Karataş, Coşkun Kaya, Fırat Tıp Dergisi 2011, Akut ve Kronik Böbrek Yetmezliğinde Mortalite Nedenleri
3)Erişim Adresi: http://sbu.saglik.gov.tr/Ekutuphane/kitaplar/t62.pdf
Yrd. Doç. Dr. Emine Yıldız, 2008, Kronik Böbrek Yetmezliği Ve Beslenme
4)KapakFotoğrafıErişimAdresi: https://www.okanhastanesi.com.tr/son-donem-bobrek- yetmezliginin-tedavi-yontemleri-nelerdir
5)Şekil 1: Erişim Adresi: https://www.saglikbilgi.net/egfr-nedir/