Rejeneratif Tıpta PZP (PRP)
Büşra Özdemir - Yüksek Biyoteknolog
PZP Nedir ?
PRP (Plateletten Zengin Plazma (PZP)), yüksek trombosit (platelet) konsantrasyonu içeren otojen plazma olarak tanımlanmaktadır[1]. Son yıllarda adını yenileyici ve iyileştirici etkileriyle çok çeşitli alanlarda duyduğumuz PZP, kişinin kendi kanından elde edilen tamamı ile biyolojik ve otolog bir tedavi metodu olup birçok amaç ile rejeneratif tıp dünyasında kullanılmaktadır. İçerdiği trombositten zengin plazma ve büyüme faktörleri ile iyileşmenin sorumlu olduğu metabolik yolakları uyararak iyileşmeyi hızlandırmaktadır. PZP uygulamasını benzersiz kılan en önemli özelliği ise kişinin kendi kanından elde edildiği için herhangi bir alerjik reaksiyona sebep olmamasıdır[2].
PZP Nasıl Elde Edilir?
PZP tedavisine karar verildikten sonra, kanın pıhtılaşmasını önlemek amacıyla anticoagülan içerikli tüplere yeterli miktarda kan alımı yapılır. Daha sonra 400g’de 10 dakika boyunca ilk santrifüj yapılır. Daha sonra tüm kan iki ayrı faza ayrılır üstte kalan plazma toplanır ve 800g’de 10 dakika ikinci kez santrifüj edilir. Üstte kalan kısım trombositten fakir kısımken altta kalan kısım PZP’dir[3]. Elde edilen PZP bazen tedavi edilecek bölgeye direkt uygulanırken, bazen de ekstra işlemlerden geçirildikten sonra uygulanabilir. Buna en iyi örnek trombositten zengin plazmanın ozonla aktifleştirilmesidir[4].

Şekil 1: PZP’nin Elde Edilişi [5]
PZP’ nin içeriği nedir?
PZP’nin içeriğinde iyilşemeden sorumlu çeşitli sitokinler, büyüme faktörleri ve kemotaktik faktörler bulunmaktadır[4]. Normal şartlar altında periferik kanda 150.000/ ϻl – 350.000/ ϻl sayıda platelet vardır. Santrifüjler sonrasında elde edilen PZP toplanan tüm kanın % 1 lik kısmını oluşturur. Trombositten zengin olan bu kısımda yaklaşık (8 kat) 1.000.000/ϻl platelet ve 3 ila 5 kat daha fazla büyüme faktörleri bulunmaktadır[5].
PZP’nin Çalışma Prensibi
Periferal kandan elde edilen PZP içerisindeki granüllerin degranülasyona uğramasıyla PZP aktifleşir ve büyüme faktörleri salınmaya başlar. İlk 10 dakika içerisinde depolanmış olan büyüme faktörlerinin % 70’i daha sonra ilk bir saat içerisinde de %100’e yakını salınır. 8 gün boyunca trombositler tükenip ölene kadar ekstra salınımlar olur ancak literatüre bakıldığında araştırmalar gösteriyor ki PZP hazırlandığı anda ivedilikle uygulanmalıdır[6].
Plateletten zengin PRP, içeriğinde bulunan büyüme faktörleri ve sitokinler nedeniyle klinikte birçok kullanım alanına sahiptir. Tercih sebebi olmasının sebebi ise hastanın kendisinden alınan otolog kandan elde edildiği için güvenilirdir ve herhangi bir hastalık bulaşma riski bulunmaz. Ancak kan alımı ve PZP’nin enjeksiyonu sırasında sterilizasyon esaslarına uygun hareket edilmelidir. PZP, uygulandığı bölgede içerdiği büyüme faktörlerinin aktifleşmesiyle doku onarımını, hücre yenilenmesini ve iyileşmeyi hızlandırır. İçeriği ve etkisi aşağıdaki tabloda belirtilmiştir[5].

Şekil 2: PZP’yi oluşturan temel bileşenler[5].
PZP’nin Klinik Uygulamaları
Şekil 2’ de gösterildiği gibi içerik bakımından oldukça zengin ve iyileştirici etkisiyle şaşırtan ve popüler bir uygulama haline gelen PZP ilk olarak 1987 ‘de açık kalp operasyonunda uygulanmıştır[7]. Daha sonra özellikle ortopedi, dermatoloji, estetik, diş hekimliği, yara iyileşmesi, üroloji v.b. alanlarda uygulamalar yapılmış olup hala çeşitli işlemlerden geçirilerek etkisi arttırılmaya çalışılmaktadır. Bazı çalışmalarda PZP’nin içeriğinde bulunan ve özellikle hücre bölünmesini uyaran büyüme faktörlerinin ve kemik morfogenetik proteinlerinin (BMP’s) kanser hücrelerini de uyarabileceği düşünülmüştür ancak PZP’nin içeriğini oluşturan büyüme faktörleri hücre çekirdeğini dolayısıyla doğrudan genetik materyali değil hücre zarını etkilemektedir. Büyüme faktörleri hücrelerin olağan gen ekspresyonuyla sentezlenen sitoplazmik sinyal proteinlerini aktifleştirir. Mutant gen ekspresyonlarını tetikleyerek kanserleşmeye sebep olmadığı yapılan araştırmalar ile anlaşılmıştır[6].
Son yıllarda literatüre eklenen çalışmalarda PZP’nin moleküler düzeyde de yara iyileşmesi metabolizmasına olan etkisi incelenmiştir. PZP uygulaması yapılan bölgelerden alınan örnekler üzerinde yapılan mRNA çalışmaları göstermiştir ki yara iyileşmesiyle ilgili ilişkili olan genlerin regülasyonunda olumlu anlamda rol almaktadır[3]. PZP iyileştirici etkisinin yanı sıra yara bölgesini iyileşmeye uygun ortam haline getirir ve mikrobiyal kontaminasyonu önleyici etkileri de olduğu görülmüştür[4].
Referanslar
1. Dr. Dt. Melih ÇAKIR, Y. D. (2013). Plateletten Zengin Plazma Ve Büyüme Faktörlerinin. Atatürk Üniversitesi Diş Hek. Fak. Derg.i, 336-342.
2. Nikil Kumar Jain, M. G. (2016). Platelet-rich plasma: a healing virtuoso. Blood research(51), 3-5.
3. Fahri Akbaş, B. Ö. (2020). Platelet-rich plasma and platelet-derived lipid factors induce different and similar gene expression responses for selected genes related to wound healing in rat dermal wound environment. Molecular biology research communications, 145-153.
4. Yümün, G., Kahaman, C., Kahaman, N., Yalçınkaya, U., Akçılar, A., Akgül, E., & Vural, A. H. (2016). Effects of hyperbaric oxygen therapy combined with platelet-rich plasma on diabetic wounds: an experimental rat model. Archives of medical science : AMS, 12(6), 1370–1376.
5. Özdemir, B. (2017, Haziran). Prp’den Elde Edilen Lipid Fraksiyonunun Yara İyileşme Tedavisinde Etkisi Ve İlişkili Genlerin Mrna Ekspresyon Profillerinin Değerlendirilmesi. Yüksek Lisans Tezi. İstanbul.
6. Marx, R. (2001). Platelet-rich plasma(PRP): what is PRP and what is not PRP ? . İmplant Dent, 225-228.
7. Ferrari M, Z. V. (1987). A new tecnique for hemodilution, preparation of autologous platelet-rich plasma and intraoperative blood salvage in cardiac surgery. Int J Artif Organs, 47-50.