top of page
beyaz logo.png

The Queen’s Gambit ve Bağımlılık


 

Nagehan Uzuner- İletişim Doktora Adayı, İstanbul Bilgi Üniversitesi, İletişim Bilimleri Doktora Programı

 

Bağımlılığı Anlama


Bağımlılık içinde bulunulan çevrenin etkisi, bireyin kişisel özellikleri, maddeyle erken yaşlarda tanışma durumu ve ailenin bireye yaklaşımı gibi pek çok değişkeni içinde barındıran, kompleks ve patolojik bir konudur. Alkol ve madde bağımlılıklarının yarısının genlerle ilişkili, yarısının ise zayıf baş etme becerileri ve içinde bulunulan çevrenin etkisi ile ortaya çıktığı ileri sürülmektedir. Madde veya alkol kullanımı herhangi bir hastalık olarak tanımlanmazken bağımlılık durumu ise patolojik bir durum; bir beyin hastalığı olarak tanımlanmaktadır[1,2]. Maddeye karşı tolerans geliştirme, madde kullanılmadığında ortaya çıkan yoksunluk belirtileri, öngörülen miktarlardan daha uzun sürelerde ve daha fazla miktarlarda madde kullanımı, maddeyi bırakmaya yönelik başvurulan girişimlerin sıklığı ve bunun başarısız sonuçları, maddeye ulaşmaya ve maddenin kullanımına fazlaca zaman ayrılması, madde kullanımı sebebiyle azalan sosyal etkinlikler ve ortaya çıkan çeşitli fiziksel, ruhsal ve sosyal sorunlara rağmen madde kullanımına devam etme kriterlerinden en az üç tanesinin bağımlılık tanısının konulabilmesi için bir yıl içinde karşılaşılması gerekmektedir[1].


Tütün, alkol ve madde bağımlılıklarının yanı sıra davranışsal bağımlılıklara da multidisipliner bir şekilde yaklaşılmaktadır. Dünya çapında pek çok insan, video ve kumar oyunları sebebiyle davranışsal bağımlılıklarla mücadele etmektedir. Dahası, bu tür davranışlarda bulunan kişilerin bir kısmında işlevsel bozukluklar geliştiği görülmektedir. Son yıllarda özellikle gençler arasında hızla yaygınlaşan video oyunları pek çok kullanıcı için sağlıklı bir hobidir. Ancak son yıllarda halk sağlığı uzmanları ve akademisyenler arasında, bazı videoların oyun örüntülerinin kişisel, ailevi, sosyal, eğitimsel, mesleki veya diğer önemli işlevsellik alanlarında belirgin bozulmalara ve psikolojik sıkıntılara yol açabilecekleri konusunda küresel düzeyde artan bir kabul vardır[2]. Oyun oynayan bireyler, oyun faaliyetlerine harcadıkları zamanın miktarına ve ayrıca fiziksel veya psikolojik sağlıklarında ve sosyal davranışlarında meydana gelebilecek değişikliklere karşı dikkatli olmalıdırlar. Birçok ülkede kumar; bahis mekanikleri ve para kazanma özellikleriyle karakterize edilen bir eğlence biçimi olarak kabul edilse de video oyunları oynamak gibi, tekrarlayan kumar oynama davranışı da potansiyel olarak davranışsal bağımlılığa yol açabilmektedir[3,4].


Bağımlılık yapıcı maddelerin kullanılmadığı ve bedenin bu maddeye ihtiyaç duyduğu zamanlarda bireylerin stres düzeyleri artmaktadır. Alkol-madde kullanımı ve stres arasındaki bağı tanımlamak amacıyla yapılan pek çok araştırmaya rağmen sebep-sonuç ilişkisinde hangisinin bir diğerine sebep olduğu hala saptanamamıştır. Stres altındaki birey alkol ve madde kullanımına yönelebilirken, alkol ve madde kullanımı da zaman içinde bireyin stres düzeyini artırabilmektedir[1].


Olumsuz yaşam koşulları özellikle çocukluk ve ergenlik dönemindeki bireylerin bağımlılık geliştirmelerine yol açabilmektedir. Alkol ve madde bağımlılığı kardiyovasküler, mide, akciğer, karaciğer ve özellikle de beyinde oluşabilecek hastalık ihtimallerini artırmaktadır. Yetişkin bir bireye nazaran gelişmekte olan bir bireyin alkol ve madde kullanımı büyük yıkımlara sebep olabilmektedir. 12 yaş itibariyle başlayan beyindeki gelişimsel değişiklikler 20’li yaşlara kadar sürmektedir. Gençlerin alkol ve madde bağımlılığı sonucunda beyinde hafıza, kontrol ve karar verme becerilerinin olduğu bölümlerde önemli ölçüde sağlık yitimi olduğu görülmektedir. Bağımlılık yapıcı maddelerin sinir sistemini gevşeten etkileri geçici etkiler olduğu için bu etkiler yok olduktan sonra maddelerin asıl ve kalıcı etkileri ortaya çıkmaktadır. Maddelerin kullanım süresi ve sıklığı arttıkça ortaya çıkan zararlı etkilerde de artış yaşandığı saptanmaktadır. Bu maddelerin kullanımları sonucunda bağımlılık geliştiren kişide kalıcı ve hayati boyutta tahribatlar ortaya çıkmaktadır[1].


Requiem For A Dream’de Bağımlılık

2000 yılında izleyiciyle buluşan, Darren Aronofsky’nin yönettiği, bir roman uyarlaması olan Requiem for a Dream (Bir Rüya İçin Ağıt) de sinema tarihinin en çarpıcı bağımlılık konulu filmlerinden yalnızca biridir[5]. Filmde Sara Goldfarb, televizyon bağımlısı dul bir kadın, oğlu Harry ise kız arkadaşı Marion ve uyuşturucu dağıtıcısı Tyrone ile takılan madde bağımlısı bir çocuk olarak karşımıza çıkar. Harry’nin annesi Sara, bir televizyon şovuna çıkmaya hak kazanır ve bundan dolayı çok hem de çok heyecanlıdır. Bu televizyon şovunun ödülü olan kırmızı elbiseye sığabilmek için kilo vermek amacıyla bazı diyet hapları kullanmaya başlar. Harry ise kız arkadaşı Marion ve diğer arkadaşlarıyla birlikte eroin ve kokain kullanmaktadırlar. Bu bağımlılıklar bir süre sonra herkesi kaçınılmaz bir felakete sürüklemeye başlar. Filmde kullanılan müzikler ve kamera açıları bağımlılık konusunu etkili bir şekilde aktarmaktadır.


Son dönemde dikkat çeken yapımlarından bir diğeri ise 2020 yılında Netflix’te yayınlanan The Queen’s Gambit isimli mini dizidir[6]. 1928’de Amerika’da dünyaya gelen Walter Trevis’in 1983 yılında kaleme aldığı aynı isimli romandan uyarlanan dizide satranç dâhisi Elizabeth (Beth) Harmon, Anya Taylor-Joy tarafından canlandırılmaktadır. Dizinin başrolündeki Beth de daha çocuk yaştayken Bir Rüya için Ağıt filmindeki Harry ve Marion gibi madde bağımlılığı ile mücadele edecektedir. 8 yaşındaki Beth’in 20’li yaşlarına dek yaşayacağı serüveni konu edinen diziyi özellikle madde bağımlılığı ve davranışsal bağımlılıklar açısından incelemek mümkündür.


The Queen’s Gambit Dizi İncelemesi


Netflix’te yayınlanan bu dramada; The Queen’s Gambit’in yaratıcı çalışmalarını Frank ve Allan Scott üstlenmektedir. Bu ikili tarafından diziye uyarlanan The Queen's Gambit, yetim bir satranç dâhisinin maceralarla dolu hayatını anlatır. Kahraman dünyanın en büyük satranç oyuncusu olma yolunda azimle ve hırsla ilerlerken bir yandan da bağımlılıkla mücadele etmektedir. Dizinin oyuncu kadrosunda Elizabeth (Beth) Harmon’u satranç ile tanıştıran hademe rolünde Bill Camp, Beth’i evlat edinen ev kadını olarak Marielle Heller, Beth’in satranç rakibi rolünde Thomas Brodie-Sangster, Beth’in yetimhaneden arkadaşı rolünde Moses Ingram, bir başka satranç oyuncusu rolünde ise Harry Melling yer almaktadır. Dizide Anya Taylor-Joy’un büyük bir ustalıkla canlandırdığı karakterin 8 yaşından 22 yaşına dek yaşadıkları; cinselliğin keşfi, madde bağımlılığı ve intihar gibi konular gözler önüne serilmektedir. Yetimhanede çocuklara verilen sakinleştirici ilaçlara bağımlılık geliştiren Beth, erkek egemen satranç dünyasındaki sınırları yok edecektir.


Beth’in biyolojik annesi, Cornell Üniversitesi’nden Matematik alanında doktoralı, zeki bir kadındır. Ancak Beth’in annesiyle geçirdiği çocukluk yıllarına ait tüm anıları annesinin intihar girişimleriyle doludur. Dizide kullanılan flashback’ler annenin psikopatolojisi hakkında açıkça bilgi vermektedir. Son intihar girişiminde kızı Beth’i de beraberinde ölüme sürüklemeye çalışan kadın yaptığı trafik kazasında trajik bir şekilde hayatını kaybederken, kazadan hiç yara almadan kurtulan 8 yaşındaki Beth böylece bir Hristiyan yetimhanesine gönderilir.


Beth matematik sınavında sınıftaki tüm çocuklardan çok daha hızlı ve doğru bir şekilde sınav kağıdını yanıtlayınca öğretmeni oldukça şaşırır ve Beth’i oyalamak amacıyla keçe silgileri temizlemesi için bodruma yollar. Beth burada karşılaştığı, yurdun hademesi Bay Shaibel sayesinde satranç sporuyla tanışır. Analitik düşünme gücü ve yüksek seviyede azim gerektiren bu oyun ile Beth, tıpkı Bay Shaibel’in yaptığı gibi yalnızlığını ve hayatındaki koca boşluğu doldurmaya çalışır. Yetimhanede her gün düzenli olarak verilen yeşil renkli sakinleştirici ilaçların da yarattığı etkiyle satranç tahtasına bakmadan geceleri yurdun tavanında zihninde hayali satranç taşlarıyla saatlerce oynadığı maçları kazanır. Bir süre sonra bu sakinleştirici ilaçlara olan bağımlılığı gibi satranç oynamak da bir bağımlılığa dönüşür Beth’in hayatında. Bay Shaibel ilk başlarda Beth’i bu spordan ve kendinden uzak tutmak istese de sonunda Beth’in ısrarları ve kararlılığına boyun eğip, yalnızlığına ortak eder Beth’i. Beraber yaptıkları satranç antrenmanları boyunca gizli gizli viski içen Bay Shaibel alkol kullandığını hiçkimseye söylememesini salık verir.


Beth, hızla yaşları kendinden çok daha büyük olan erkek rakipleri kolayca yenebilen bir sporcuya dönüşür. Asıl merak duyulan şey; Beth’in uluslararası bir satranç yıldızına dönüşme macerasından daha çok sağlıklı ve mutlu bir birey olup olmayacağı konusudur. Birkaç yıl sonra evli bir çift tarafından evlat edinilen Beth, yeni yuvasındaki huzursuzluklarla baş etmede yine satranç oynamaya ve yeni annesinin kullandığı sakinleştirici ilaçlara sarılır. Verdiği bir röportajda satrancı öngörülebilir, yönlendirilebilir ve yönetilebilir olarak tanımlamaktadır. 64 tane kareden oluşan satranç dünyasında kendini güvende hisseden Beth, satranç oynarken hayatta kolayca yapamadıklarına istinaden satranç oynarken başardıklarının hazzını yaşamaktadır. Daha küçük bir çocukken yetimhanedeki sakinleştirici ilaçlara olan bağımlılığı ileri boyutlara varınca bir sinema gösteriminde yoksunluk belirtileriyle baş etmede zorlanarak gizlice ilaç kavanozunu çaldığı gibi yeni yaşamında da satranç konulu bir dergiyi ve yeni annesinin ilaçlarını çalmaktan alıkoyamaz kendini.

Satranç konusuna özel bir ilgisi olmayanların kolayca sıkılabileceği konu, kurgu ve yaratıcı kamera açılarıyla son derece dinamik ve heyecan dolu bir hale getirilmektedir. 1950’lerin Amerika’sında başlayan hikâyede, 1960’ların Paris’i, Moskova’sı ve Meksika’sına uzanan mekân kurgusu ve detaylarla, senaryo da satranç sporundaki hamleler gibi aniden sürprizlerle dolu hamleler yapmaktadır.

Taylor-Joy, alelade sahnelerde bile oyunculuk performansını anlamlı bakışlarıyla ve mimikleriyle sergilemektedir. Satranç tahtasının başındayken azılı rakiplerini yenme hırsıyla göz kapaklarını kısar ve bir satranç müsabakasını kaybedeceğini anladığında da öfkesi ve çaresizliği yine gözlerinden ve mimiklerinden okunur.


Video 1. The Queen’s Gambit Fragmanı[7].


Sonuç niyetine


Bu yedi bölümlük mini dizi; genç bir kadının satranç alanındaki başarı hikâyesi olarak görülse bile Hollywood’da pek de sık karşılaşılmayan eski usul dönem dramlarından biridir. Dizi, analitik düşünme becerisiyle oynanan bir spor türü olarak satranç üzerinden feminizm, uyuşturucu ve alkol bağımlılığı gibi konulara geniş bir tartışma alanı açmaktadır. Bir beyin hastalığı olan bağımlılığın; bağımlılık yapıcı maddelerin uzun süreler boyunca kullanılması sonucunda beyin hücrelerinde değişimlere yol açtığı bilinmektedir. İnsanlar bir kereden bir şey olmaz inancıyla, stresle baş etmedeki zayıf becerileri ya da bunu kontrol edebileceklerine olan inançlarıyla alkol ya da madde kullanımına başlasalar da sonuçta durum kontrollerinin dışına çıkmaktadır. Bağımlılıkta birey alkol ya da bağımlılık yapıcı maddeyi artık kullanmak istemese dahi beyin ısrarla bağımlı olunan şeylerin kullanımına devam edilmesini salık vermektedir. The Queen’s Gambit dizisinde de sakinleştirici ilaçlar ve satranç sporu Beth’in bağımlılıkları haline geliyor. Beth yalnızlığıyla baş etmek için bu ilaçlara ve satranca ihtiyaç duyuyor. Uyuşturucu maddeler beynin normal çalışma mekanizmasını bozduğu için Beth’in beynin kendini durduramaz ve beyni artık dur mesajı veremez hale gelir. Bağımlı bireyin beyni yalnızca git ve kullanmaya devam et komutları vermeye devam ettiği için Beth de bağımlı olduğu şeylerden uzak kalmakta zorlanır. Bağımlılık bireyin fiziksel, ruhsal ve sosyal hayatını olumsuz bir şekilde etkilerken; aileyi, toplumu ve ekonomiyi de derinden etkileyen melez bir sorundur. Bağımlılık konusuna bu dinamikleri sebebiyle multidisipliner ve bilimsel bir şekilde yaklaşmak gerekmektedir. Sağlık otoriteleri tüm dünyada önleme, koruma ve rehabilite amacıyla çok çeşitli çalışmalar yürütmektedir. Türkiye’de bağımlılıklarla mücadele konusunda ise devletin eylem planı içerisinde yer alan tek sivil toplum kuruluşu olan Yeşilay Cemiyeti kapsamlı çalışmalar yürütmektedir[8].




Referanslar

  1. Ögel, K. (Ed) (2018). 101 Soruda Bağımlılık İstanbul: Yeşilay Yayınları

  2. Angres, D. H., & Bettinardi-Angres, K. (2008). The disease of addiction: origins, treatment, and recovery. Disease-a-Month, 54(10), 696-721.

  3. Dünya Sağlık Örgütü. Addictive behaviours 20 Haziran 2021 tarihinde https://www.who.int/health-topics/addictive-behaviours#tab=tab_1 adresinden erişildi.

  4. Abbott, M. Professor. (2017, 28 Haziran). The epidemiology and impact of gambling disorder and other gambling-related harm 20 Haziran 2021 tarihinde https://cdn.who.int/media/docs/default-source/substance-use/the-epidemiology-and-impact-of-gambling-disorder-and-other-gambling-relate-harm.pdf?sfvrsn=5901c849_2&download=true adresinden erişildi.

  5. Requiem for a Dream. (2000). Artisan Entertainment. 21 Haziran tarihinde https://www.imdb.com/title/tt0180093/ adresinden erişildi.

  6. Netflix Orders Limited Series The Queen’s Gambit From Scott Frank (Basın açıklaması). Netflix Media Center. 17 Haziran 2021 tarihinde https://web.archive.org/web/20190721044859/https://media.netflix.com/en/press-releases/netflix-orders-limited-series-the-queens-gambit-from-scott-frank adresinden erişildi.

  7. The Queen’s Gambit Mini Dizi Fragman. Netflix. 20 Haziran tarihinde https://www.netflix.com/watch/81035941?trackId=14277282&tctx=-97%2C-97%2C%2C%2C%2C adresinden erişildi.

  8. Yeşilay 71. Dönem Faaliyet Raporu 2015-2018. Yeşilay. 23 Haziran tarihinde https://www.yesilay.org.tr/Documents/file/YADosyalar/71donem_faaliyetRaporu_2015-2018.pdf adresinden erişildi.

161 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page