Tip 2 Diyabet ve Tıbbi Beslenme Tedavisi
Yeşim Köylüoğlu - Beslenme ve Diyetetik, Yeditepe Üniversitesi
Diyabet Nedir?
Diyabet, dünya çapında salgın olarak da nitelendirilen toplumun önemli bir kısmını etkileyen, ölüm riskini artıran ve başka hastalıkları tetikleyen bir hastalıktır. Topluma ve kişilere ekonomik bir yük olan diyabet, disiplinli bir beslenme planı ve gerekli ilaç destekleri ile glisemik kontrol sağlanarak kontrol altına alınabilmektedir. Glisemik kontrolün sağlanması ile de diyabet ile birlikte gelen diğer sağlık sorunlarının da kontrol altına alınabileceği veya önlenebileceği bilinmektedir[1].
Diyabet Tipleri
Tip 1 Diyabet
Tip 1 diyabet genellikle çocukluk çağında otoimmün kaynaklı veya otoimmünden bağımsız pankreastaki beta hücrelerinde meydana gelen hasar sonucu bireyin insülin üretememesi sonucu ortaya çıkan bir metabolik hastalıktır[2].
Tip 2 Diyabet
Tip 2 diyabet pankreastaki beta hücrelerinin kaybı sonucu yetersiz insülin üretimi ile ortaya çıkan ilerleyici tipte bir diyabettir. Genellikle yaş ilerledikçe ortaya çıksa da son yıllarda artan obezite ve insülin direnci sonucu ortaya çıkma yaşı gerilemiştir. Ortaya çıkış sebebi tam olarak bilinmese de genetik etkinliği ve çevresel kaynakların etken olduğu bilinmektedir. Özellikle birinci derece akrabalarda diyabet geçmişi olan kişiler risk altındadır[3,4].
Gestasyonel Diyabet
Gestasyonel diyabet gebelik esnasında ortaya çıkan bir diyabet tipidir. Teşhisi ve tedavisi anne ve bebek için hayati önem taşımaktadır. Preeklampsi, ölü doğum, gestasyonel hipertansiyon ve artmış sezeryan doğum oranına sebep olabilmektedir. Gestasyonel diyabet riskini artıran bazı faktörler şöyledir[5]:
Aşırı kilo (2 kat artmış risk)
Obezite (3.7 kat artmış risk)
Morbit Obezite (7 kat artmış risk)
Gestasyonel diyabet hikayesi (23 kat artmış risk)
Aile diyabet hikayesi (3.2 kat artmış risk)
Polikistik over sendromu (2.9 kat artmış risk)[5].
Tip 2 Diyabet İle Gelişen Akut ve Kronik Komplikasyonlar
Tip 2 diyabette akut ve kronik komplikasyonlar meydana gelebilmektedir. Akut komplikasyonlar hayati risk taşıyabilmektedir. Bunlar hipoglisemi, ketoasidoz, non-ketotikhiperosmolar koma ve laktik asidozdur. Kronik komplikasyonlar ise mikrovasküler ve makrovasküler komplikasyonlardan oluşmaktadır. Bu komplikasyonlar diyabet süresince normalin üzerinde seyreden kan glukoz seviyeleri yüzünden uzun vadede gelişmektedir. Bu komplikasyonlar diyabetli bireylerin yaşam kalitesini düşürmekte ve hatta ölümlere yol açabilmektedir[6].
Mikrovasküler komplikasyonlar sonucu artmış kapiller geçirgenliği, artmış kan viskozitesi ve bozulmuş trombosit fonksiyonları oluşmaktadır[6]. Bu bozulmalar sonucu retinopati, nöropati, nefropati adı verilen 3 mikrovasküler hastalık ortaya çıkmaktadır[7]. Retinopati gözde görülen hasara verilen addır. Damar geçirgenliği bozulması sonucu ortaya çıkmaktadır. Nefropati böbreklerde görülen hasara verilen addır. Glomerular filtrasyon hızında kademeli azalma ve idrarda atılan albümin seviyelerinde yükseklik ile karakterizedir. Böbrek yetmezliğine yol açabilmektedir. Ölüm riski yüksektir. Nöropati ise sinirlerde meydana gelen hasara verilen addır. Uyuşukluk, karıncalanma hissi ve elektrik çarpması etkisi ile belirti gösterir. Erkeklerde görülme sıklığı daha yüksektir[7]. Mikrovasküler komplikasyonların iyi bir glisemik kontrol ile azaltılabileceği gözlemlenmiştir[6].
Makrovasküler komplikasyonlar ise miyokard infarktüsü, serebrovasküler olay ve periferik damar hastalığı olarak 3’e ayrılmaktadır[7]. Başlıca gelişme sebebi ateroskleroz gelişimidir. Damar çeperlerinde daralma olarak da adlandırılan ateroskleroz, kronik inflamasyon ve vasküler sistemde oluşan bir hasar sonucu oluşmaktadır. Bu yüzden diyabet kardiyovasküler hastalık riskini artırmaktadır[8].
Tip 2 Diyabette Tıbbi Beslenme Tedavisi
Tip 2 diyabet sonucu gelişebilecek mikrovasküler ve makrovasküler komplikasyonlar iyi bir glisemik kontrol ile en aza indirgenebilmektedir. İyi bir glisemik kontrol ise doğru ilaç kullanımı ve doğru bir beslenme süreci ile sağlanabilmektedir[6].
Obezite var ise sağlıklı bir vücut kitle indeksine inmek diyabet komplikasyonlarını önlemede yardımcı olacaktır. Diyabetli kişinin diyabet derecesine göre doktor ve diyetisyen takibinde insülin gerekiyor ise desteklenmelidir[3].
Bunların yanında beslenme ile yapılabilecek müdahaleler de önem arz etmektedir. Tıbbi beslenme tedavisi bu noktada hastanın diyabetik komplikasyonlarını ve kan glukoz seviyelerini kontrol altında tutmanın yanı sıra hastanın yaşam kalitesini de en üst seviyeye çekmeyi hedeflemelidir. Hastanın önce biyokimyasal parametreleri, antropometrik ölçümleri ve anamnezi alınarak tedavi süreci başlamalıdır. Uygulanabilir, sürdürülebilir ve yaşam boyu devam ettirilebilecek gerçekçi hedefler belirlenmelidir ve uygulamaya geçerken hastaya her şey açık ve anlaşılır bir şekilde öğretilmelidir. Son olarak da hayat boyu belirli aralıklarla kontrolleri yapılmalıdır[4].
Beslenmede karbonhidrat, yağ ve protein dağılımı düzgün bir şekilde sağlanmalıdır. Basit karbonhidratlardan kaçınılmalı, onların yerine kompleks karbonhidratları tüketmeye çalışılmalıdır. Günlük posa alımı da önem taşımaktadır. Bunun için günlük sebze, meyve ve liften zengin besinlerin diyette yer alması şarttır. Protein alımı normal bireylerinki ile aynı olması idealdir. Son makro besin ögesi olan yağlar ise diyabetin makrovasküler komplikasyonlarının yol açabileceği damar daralmalarında rol oynayabileceği için hastanın tüketeceği yağı bilinçli seçmesi önemlidir. Özellikle omega-3 yağ asitlerinin alımı bu noktada iyi bir seçim olacaktır. Omega-3 yağ asitleri ise genellikle yağlı derin su balıklarında, ceviz, badem, kanola ve yeşil yapraklı bazı sebzelerde bulunmaktadır. Doymuş yağların ise günlük olarak alımı sınırlı olmalıdır[4].
Sonuç
Tip 2 diyabet son yıllarda prevalansı en çok artan hastalıklardan biri olması endişe verici bir gelecek tablosu oluşturmaktadır. Birincil hedef hastalığın oluşmadan önce önlenmesi ve insanları sağlıklı bir yaşama teşvik etmektir. Tip 2 diyabete sahip insanlar için ise gelişebilecek akut ve kronik komplikasyonları önlemek ve hastaların hayat standartlarını olabildiğince artırmak gerekmektedir. Bunu da gerekli ilaç kullanımı, düzenli fiziksel aktivite ve sağlıklı bir beslenme planı ile en üst noktaya taşımak mümkündür.
Referanslar
1. Tümer, G. and Çolak, R. (2012). Tip 2 diabetes mellitusda tıbbi beslenme tedavisi. Journal of Experimental and Clinical Medicine, 29 (1s): 12-15.
2. Abacı, A., Böbe, E. and Büyükgebiz, A. (2007). Tip 1 Diyabet. Güncel Pediatri, 5(1): 1-10.
3. Eray, E. And Balcı, M., K. (2005). Tip 2 Diyabet Tedavisi. Dahili Tıp Bilimleri Dergisi, 12(2): 66-71.
4. Özlem Köseoğlu, Uzman Diyetisyen (2015). Tip 2 Diyabetik Bireylerde Beslenme Eğitiminin Diyabet Durumu Ve Beslenme Alışkanlıklarına Etkisi. 24 Haziran 2021 tarihinde http://dspace.baskent.edu.tr:8080/bitstream/handle/11727/2141/10065304.pdf?sequence=1&isAllowed=y adresinden erişildi.
5. Özkaya, M., O. And Köse S., A. (2014). Gestasyonel diyabet: Güncel durum. Perinatoloji Dergisi, 22(2):105-109 DOI: 10.2399/prn.14.0222012
6. Önmez, A. (2017). Diabetes Mellitus'ta Mikrovasküler Komplikasyonların Yönetimi. Journal of Duzce University Health Sciences Institute, 7(2):117-119.
7. Gelen, B., Gelen, A., K., Denizli, R. And Ayaz, T. (2020). Makrovasküler Komplikasyon Gelişen Diyabetik Hastalarda Risk Faktörlerinin Değerlendirilmesi. Journal of Biotechnology and Strategic Health Research, 4(2):121-128. DOI:10.34084/bshr.729754.
8. Fowler M., J. (2008). Microvascular and Macrovascular Complications of Diabetes. Diabetes Foundation, 26(2).