Yeni İlaç Taşıyıcı Sistemlerde Oküler İnsertler
Güncelleme tarihi: 8 Ağu 2019
Ayyüce GÜLER, Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Lisans Öğrencisi
Oküler insertler göz hastalıklarının tedavisinde kullanılan dozaj formları arasındaki en önemli gelişmelerden biridir. Oküler insertler oftalmik uygulama amaçlı tasarlanan konjonktival kesenin içine yerleştirilmiş steril, çok katmanlı, ilaç emdirilmiş katı veya yarı katı preparatlardır. Oküler insertler biyolojik olarak inert olan, allerjenik olmayan, ilaç içeren veya içermeyen polimerik desteklerden oluşurlar. İlaçlar polimer içinde çözülerek ya da disperse edilerek insertlere dahil edilir. Oküler insertler çözünürlüklerine göre çözünmez, çözünür ve biyoaşınabilir olarak sınıflandırılabilir.
Peki bizim bildiğimiz geleneksel dozaj formlarında üretilmiş göz preparatlarının ne gibi dezavantajları vardı?
Piyasada göz dozaj formülasyonlarının yaklaşık % 70'i damla ve merhemler gibi oftalmik preparatlarıdır. Yani bizim bildiğimiz dozaj formları. Bunlar ilaçların göze topikal olarak uygulanması, kuruluk, konjonktivit, göz gribi gibi çeşitli göz hastalıklarının tedavisi için geliştirilmiş bir uygulama yoludur. Göz preparatlarında geliştirilen geleneksel dozaj formların (göz damlaları, merhem vb. topikal uygulanan) genellikle etken maddenin etki bölgesinde yeterli sürede kalamaması ve hızlı bir şekilde atılımı sonucu tedavi edici etkinlikleri kısa sürede son bulur. Göz tedavisinde kullanılan preparatlarda ilacın tedavi edici etkinliği ilacın göz dokuları ile temas süresinin artırılmasına bağlıdır. Bunun için formülasyonlara viskozite artırıcılar eklenir ya da suda çözünmeyen merhem formülasyonları geliştirilir. Fakat bu dozaj formları sabit bir biyoyararlanım vermediği için tedavi süresi boyunca uygulamanıın tekrar etmesi gerekir. Özellikle göz damlalarında kırpılma refleksi, kornea geçirgenliğinin az olması gibi durumlardan dolayı kullanılan müstahzarlarda ilaç konsantrasyonlarının fazla olmasına neden olur. Ayrıca tedavi dozunu sağlayabilmek için de damlanın sık aralıklarla uygulanması gerekir. Bu durum hem gözde lokal olarak hem de vücutta sistemik yan etkilere neden olur.
Yeni ilaç taşıyıcı sistemlere göre geliştirilmiş oküler insertler içerdiği ilacı belirlenen tedavi süresi boyunca yavaş ve sabit oranda salım yaparak göz ve çevresindeki dokulara iletir. Salım sistemi ile göz dokularıyla temas süresi artar. Uygulandıktan sonra görme duyusunda herhangi bir istenmeyen etki gözlenmez. Ayrıca sistemik ve lokal yan etkiler azalacağı için hasta uyuncu artar. Oküler insertler kesin doz içerirler ve konjonktival kesesine yerleştirilip tedavi süresince orada kalır. İlacın insertten göz dokularına salımı 3 farklı mekanizmaya dayanır: difüzyon, ozmoz, biyoaşınabilme.
Difüzyon
İnsert ilaç rezervuarından ve bu ilaç deposunu oluşturan katmanlardan oluşur. Eğer kullanılan polimer biyoaşınabilir ve çözünür değil ise ve ilaç disperse olmuşsa ilaç salımı polimerin gözeneklerinden difüzyonu ile gerçekleşir.

İlaç bu zarlardan difüzyona uğrar ve gözyaşı sıvısı içine geçer. Başka bir yol ise katı ilaç polimere dağılmış durumdaysa insert göze yerleştirilir ve göz yaşı sıvısından gelen su insert içindeki polimerde dağılmış ilaç matrisine geçer. Matris şişer ve sonuç olarak polimer zinciri gevşer. Polimerin yapısına bağlı olarak matris çözünmeye başlar. Çözünen matristeki ilaç aynı şekilde göz dokularına difüzyonu olur.
Ozmoz
İnsertin içini birinci ve ikinci bölmeye enine ayıran geçirgen olmayan elastik zar içerir. İnsertin geçirgen olmayan elastik zarında ilaç salımını sağlamak için bir açıklık vardır. Birinci bölme yarı geçirgen bir zar ve geçirgen olmayan elastik bir zar arasındadır. Birinci bölme yarı geçirgen zardan geçemeyen bir çözücü içerir. İkinci bölme ise geçirgen olmayan bir zar çevreler. İkinci bölme ilacın jelleşmesi ve sıvılaşması için rezervuar görevi yapar. İnsert konjonktival kesesine yerleştiğinde göz yaşı sıvısı ile temas eder. Göz yaşı sıvısı elastik zarı gererek birinci bölmeyi genişletir. Birinci bölme genişleyince ikinci bölme daralır. Böylece ilacın geçirgen olmayan elastik zardaki açıklıktan salımı gerçekleşir.
Biyoerozyon
Biyo-erozyon mekanizmasında; insert ilacın dağıldığı biyolojik olarak aşınabilir polimerin kullanıldığı bir materyal matrisinden oluşur. İnsert gözyaşı sıvısı ile temas eder. Polimere tutunmuş ilacın bulunduğu matris biyo-erozyona uğrayarak ilacın sürekli olarak salınmasına neden olur. İlaç matrisi oluşturan polimer boyunca homojen bir şekilde dağılmış olabilir. Ancak eğer ilaç matrisi oluşturan polimer içinde yüzeysel olarak konsantre edilmişse yapılan çalışmalara göre insertteki ilacın kontrollü salımının daha iyi olduğu düşünülür.
İlacın salımı aynı zamanda polimerin biyoaşınmasına ve çözünmesine yol açan kimyasal ve enzimatik reaksiyonlara da dayanır.
Son zamanlarda oküler ilaç taşıyıcı sistemindeki ana çabalar, konjonktival kese içinde topikal olarak uygulanan ilaçların kalış süresini uzatan formülasyonların tasarımı olmuştur. Daha iyi oküler biyoyararlanım elde etmek ve oküler ilaçların sürekli etkisinin oluşması için insertlerde, biyolojik olarak parçalanabilen polimerik sistemler ve kollajen kalkanlar gibi oküler ilaç taşıyıcı sistemleri geliştirilmektedir. Hatta bilim insanları oküler insertler için nanoparçacıklı polimerler ve uygulama bölgesinde jel oluşumu gibi yeni yaklaşımlar geliştirmektedir. Bu çalışmalar ile insertin gözdeki yabancı cisim hissini yok etmek ve tedavi süresi sonunda insertin konjonktival kesesinde kalıntı bırakmadan tamamen biyoaşınmasını hedeflemektedir.
Kaynakçalar:
Anita Kumari, Pramod K. Sharma, Vipin K. Garg, Garima Garg. (2010 Jul-Sep). Ocular inserts advancement in therapy of eye diseases. DOI: 10.4103/0110-5558.72419
https://tr.pinterest.com/pin/432416001695329897/visual-search/?x=23&y=19&w=530&h=422